6 Mart 2011 Pazar

VİCTOR VE TATUTA


40 yıl uzundur,kısadır tartışılabilinir ama konu Victor Ananias'ın ömrü ise,tartışmasız çok verimlidir onun olan bu 40 yıl.

Var olduğu her an ve mekanda fark yaratan,çok özel bir insan.''Dı'' ekini kullanamayacağım kadar değerli ve sonsuz...Kurucusu olduğu Buğday derneği,ekolojik pazarlar,organik tarım çalışmaları,GDO'ya karşı verdiği savaş.
O kadar çok yüreğe öyle derinden dokundun ki.

Dün Bodrum'da toprağa verildi.Bugün ise çok özel bir proje olan TaTuTa için eğer hayatta olsa idi koşacaktı...

O gerçekten fark yaratan bir insan,fark edilmek için değil,insanlığın,evrenin yani ''tümün'' lehine kalıcı bir şeyler yapan sonsuz evrilmiş bir varlık.Almadan vermeyi bilen,fark gözetmeden eşitliği savunan ve uygulayan.Bilen gören ve anlayan.Tüm cömertliği ile dağıtan, paylaşan. Kurda kuşa ve aşa diyebilen hep bölüşen Victor.

O bugün koşacaktı ve organik tarıma gönül vermiş üretici ile şehir yaşantısının cenderesinde bir tutam yeşile hasret milyonları buluşturan,harika proje TaTuTa'ya destek verecekti,hem de koşmaktan hiç te hoşlanmazken.Emin adımlarla,etraf ne der çapasından yıllar önce sıyrılmış,hedeflerine doğru kendi bildiği gibi adım adım ilerlemeyi,hatta yüzmeyi tercih eden adam,sırf bugün bizim için koşacaktı...

Bu yaz herkes bir yerlere gidecek,planlar yapılmaya başlandı bile şimdiden.İşte size bir seçenek te benden.Bir köy evinin sıcaklığını,doğayı ve doğallığı tercih etmek isterseniz bir göz atın derim dostlar...Siz gidemiyorsanız dostlarınıza ön ayak olun.




Koşu aslında çoktan başladı ve hep devam etmekte.Bayrak Victor'dan bize,bizden sizlere,sizden kimbilir kimlere...Elden ele geçmeli,koşanlar değişse de bu koşu onu başlatan güzel adama yakışır bir sabır ve inançla devam etmeli.

Toprağın bol,verimin sonsuz olsun sevgili dost Victor.
Güle güle.

Sevgiyle kalın

Yeşim Güriş

5 Mart 2011 Cumartesi

CEMRELER DÜŞERKEN

Koltuğuma uzanıp bu satırları yazarken son cemrede toprağa düşmekle meşgul...


Şubatın 19'u gibi havaya,26'sında suya...Bahar geliyor.Sabah,pırıl pırıl bir güneş eşlik etti yürüyüşüme.Canım eve girmek bile istemedi!Birkaç gün sonra kar yağacakmış,inanılacak gibi değil.Bu gece sıfır derece.Limonu ve begonvili sarmalamak lazım,İstanbul için fazla narinler...Pembe kızlarsa hala horul horul uyumaktalar.henüz kafasını kaldıran yok...Herşey zamanında güzel.Hormonlarla dürtülüp zamanından önce uyandırılan modern yaşam mecburiyeti diye dayatılan sebze meyve kılıklı ucubelerden uzak bir yaşamı tercih edebildiğim için huzurluyum

3 Mart 2011 Perşembe

BAŞLAMAK YADA BAŞLATILMAMAK İŞTE BÜTÜN MESELE BU...

Büyük bir keyifle pembe kızlarımı çimlendirirken,bloguma da tekrar yazmanın sevinciyle,ilk yazımın üzerinden daha 24 saat dahi geçmeden blogların kapatıldığı haberi ile sinirlerim bir kez daha yapılan haksızlığa karşı zıp zıp zıpladı!
Açmayı denedim Pembe Sürgün'ü ve kocaman kırmızı bir yazı!!!

Bu siteye erisim mahkeme karari ile engellenmistir.

Aynı ülkenin vatandaşı olarak suçlularla bir kefeye konmak kabul edilir bir şey değil.Kabahatimi aslında biliyorum.Her haksızlık karşısında susmak,hakkımı aramamak.Tüm atasözleri doğru olmak zorunda değildir.Doğru olan böyle gelmiş,böyle giderleri,KURUNUN YANINDA YAŞ DA YANMAZ olarak değiştirebilmektir.
Biraz önce bloguma erişmeyi başardım ama bir dakika sonrasının garantisi ne yazık ki yok.
Küçük harflerle konuştuğum sürece de ne yazık ki bu böyle sürecek...
Türkçemizi bilgim ve görgüm dahilinde en iyi şekilde kullanmaya çalışırken,daha ''ı'' ve ''ş'' harflerini bile kullanamayan bir klavyeden çıkmış çok yaralayıcı bir karar...
Bugün kar var okulları bir gün kapatalım.Hatta okulları hepten kapatalım,sorunu da kökten çözelim!!!
Hırsızlık yapanlar,hak yiyenler herzaman cezalandırılmalı.Birkaç suçluyu cezalandırırken milyonlarca suçsuzu da cezalandıran yasa sizce adaleti sağlar mı?Benim IP'im temiz,beni ve benim gibi milyonları koruyacak internet yasasının acilen çıkması gerekiyor...
Başladım ve devam edeceğim.Yazacağım.Onlar nokta koysunlar.

BENİM VİRGÜLÜM DE VAR!

Pembe kızlarım horul horul uyuyor görünseler de,çekirdeklerini çatlatıp,başlarını dimdik uzatacaklar,bu ilk tohumdan beri hep aynı.
Onlar uyur gözükseler de,aslında sadece güç topluyorlar...

Sevgiyle kalın.,
Yeşim Güriş


1 Mart 2011 Salı

BAŞLAMAK


Birlikte yepyeni bir sezonu daha açıyoruz pembe dostlar...
Geçtiğimiz sezon domates açısından oldukça sevimsiz geçti.Tarlalara dadanan zararlılar,hele Güney Amerikalı güve ''Tuta Absoluta'' oldukça can yaktı.Tabi o aşırı sıcakları da unutmamak lazım! Biz balkondakiler dahi ucundan köşesinden nasibimizi aldık.Ama herşeye rağmen pembe kızlarıma geç te olsa kavuştum ve son fidemi hala çiçekleri varken Ocak ortası gibi mecburen söktüm.
Günah çıkartmam gerekirse haklısınız tembellik ettim ve blogumdan ayrı düştüm.Yazmadım,yazamadım.Sebepleri bende kalsın ama bu yıl öğrendiklerimi daha sık sizlerle paylaşmak niyetindeyim.

Özetle,başladım...

Dün yumuşacık toprağı yine ellerimle ufaladım.En ufak bir taş parçası dahi bırakmadan minicik pembe çekirdeklerime hakkettikleri en güzel ortamı hazırlamaya çalıştım.Koyu renkli mis kokulu toprak bir tüy kadar hafifleyip,benim pembe kızları özenle sarıp sarmayalayacak kıvama geldiğinde de,ufacık bir çay tabağındaki ılık suyun içinden,teker teker özenle mini bir kaşık yardımıyla alıp,bir yudumcuk su eşliğinde toprağa yan yana yatırdım güzellerimi.Tekrar bir kuştüyü yorganla örter gibi incecik bir tabaka şimdilik,onlar derin uykularından uyanana dek, üstlerine usulca serildi.
Utanmasam bir de ninni filan söyleyeceğim ama keratalar çok şanslılar çünkü ziyadesiyle bet sesimin farkındayım!Hayatımda bir kere,ilk ve son olarak,minik yeğenime ninni söylemeye yeltendiğimde''Teyze sus ta uyuyayım artık yav!'' cümlesi sanırım konu hakkında fazlası ile bilgilendiriyordur sizleri!

Koca Yunus 800 yıl kadar önce ne demiş:
İlim İlim bilmektir,
İlim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsin,
Bu nice okumaktır...

Ses dalgaları ile su molekülleri üzerinde deney yapan şu profesöre bir görünsem mi acaba :))
Bu sefer Kapadokya'dan aldığım sırlanmamış bir toprak güveci de çimlendirme kabı olarak kullanıyorum.Bakalım kızlar ne tepki verecekler???
Şu anda tam bir gündür,sevgili Aysun'un sütlerinden yoğurt ta uyuttuğum odada sıcacık sakin bir ortamda mışıl mışıl uyuyorlar.Dışarıda sert bir poyraz homurdana homurdana eserken,yarın kar yağacakmış,kimin umurunda...Bir horultudur gidiyor.Darısı herkesin başına!
Arada sırada spreyle su püskürterek onları gıdıklamayı düşünüyorum ki biran evvel o derin uykularından uyanıp minicik tatlı başlarını kaldırarak bana yine kucak açsınlar diye.

Öyle bir ağa düştük ki dostlar,böyle ağ DOSTLAR başına..

Yeni pembe sezonumuz hepimize hayırlı ola...Umarım hepimiz yeni yeni şeyler öğrenir ve bunu birbirimizle de paylaşırız.

Tanrıdan ''az bereketi'' diliyorum.

Sevgiyle kalın.
Yeşim Güriş