22 Temmuz 2017 Cumartesi

SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN DOĞRU PROBİOTİK HANGİSİ?



Sayın Haydar Yılmaz Beyin aşağıdaki yazısı " 2.Beynimiz:Bağırsaklarımız " grubumuzun manifestosudur.İyi ki böyle bir grup var,çok mutluyum ki bu değerli gruba katılmışım ve şifa bulup nerde hata yaptığımı anlayabilmişim.Sisyphos misali,yıllardır boşuna dönüp dönüp aynı yere gelmişim...Dostumuz probiotik bakteriler,sadece sindirim sistemimizi düzeltmek için değil,asıl bağışıklık sistemimizi güçlendirip,ruh sağlığımızı pekiştirmek için bize hizmet etmeye hazırlar.Grubumuzda verilen  emek,harcanan çaba ve gösterilen sabır inanılmaz.Serdar Aktaş Bey başta olmak üzere tüm adminlerimizin yakında melek kanatları çıkacak...
Doğadan Bizim Ürünlerinin
https://www.dogadanbizim.com.tr
sağlığımıza ve bütçemize yaptığı katkı,hiçbir şeyle kıyas edilemeyecek derecede yüksek.Eşsiz lezzeti ve üstün hijyeni ise cabası.Kombiyotik ayranım ve probiotik yoğurdum buzdolabındaysa,yolda çantamda artıbiotiklerim varsa,dünya batsa umurumda değil,sayelerinde ruh sağlığım ve moralim o kadar yüksek ki...
Sayıca  ortalama bir probiotiği eczaneden almaya kalkışsanız kutusu  en az 50  liradan başlıyor.Yılda kaba bir hesapla, bir kişi için 600 tl.4kişilik bir aile için 2400 tl. harcamanız gerekiyor.11 liraya bizim mayalardan 5 paket alsanız içinden çıkan 5 şase toplam 25 şase ile 55 liraya yani bir kutu eczane probiotiği fiyatına 4 kişilik ailenize yıl boyu şifa vereceksiniz.Probiotik peşinde olan biri zaten evinde yoğurdunu da yapıyordur,yani 2400 tl ye alacağınız probiotikten kıyaslanamaz farkla çok daha fazla dost bakteriyi,çok ucuza ve çok lezzetli en şifa dolu hali ile vücudunuza, sevdiklerinizin geleceğine yatırım yapabilirsiniz.

Sevgiyle kalın,
Yeşim Güriş

NELERİ YEMEMELİ VE İÇMEMELİYİZ ?..
.
YENMESİ VE İÇİLMESİ GEREKLİ OLANLAR
ÖNERİLERİMİZ..
..
Sağlığımızı tehdit eden ve hastalıkların kaynağı olan
gıdaların ve ürünlerin kullanılmaması ve tüketilmemesini öneriyoruz.
.
Temel yaklaşımımız;
Bağışıklık sisteminin daha güçlü olması,
Sindirim sisteminin düzenli çalışmasıdır.
.
HAYATINIZDAN ÇIKARACAKLARINIZ:.
Sağlığımızı tehdit eden ve hastalıkların kaynağı olan
gıdalar ile ürünlerin kullanılmaması ve tüketilmemesini öneriyoruz.
.
-Endüstriyel işlem görmüş gıdalar
-Glikoz ve rafine şekerler ile yapılmış tüm yiyecek ve içecekler
-Sentetik tüm tatlandırıcılar
-Yüksek basınç ve yüksek ısıl işlem görmüş gıdalar
-Basınçla homojenize ve pastörize edilmiş sütler ile meyve suları
-Rafine tuzların ve MSG nin katıldığı yiyecekler
-Abur cuburlar ,pratik ve hızlı tüketime uygun hale getirilmiş besinler
-Mısır şurubundan yapılan glikozlu tüm içecekler ve içecekler
-Fast Food beslenme ve benzeri hızlı yenebilecek şekilde hazırlanan her türlü besinler
-Antibiotikler
-Doğum kontrol hapları
-Çok güçlü ağrı kesiciler
-Kimyasal içerikli ilaçlar
-Kimyasal içerikli katkı ve koruyucu maddeler
-Kimyasal içerikli aromalar, lezzet arttırıcılar, renklendiriciler
-Gıdalarda doğallığı yok eden ve raf ömrünün uzamasını sağlayacak olan tüm etkenler
-Kimyasal kalıntı taşıyan gıdalar
-Kimyasal temizlik ve hjyen ürünleri
-GDO lu tüm ürünler
-Genetiği ile oynandığından dolayı gluten oranı % 35 lere çıkmış buğday ve diğer
tahıl ürünleri ve bunlardan yapılmış tüm fırıncılık ürünleri.
-Sentetik ,yapay olarak oluşturulmuş sahte gıdalar
-Sentetik vitaminler,mineraller ve antioksidanlar
..
..
ÖMÜR BOYU HAYATINIZDA OLACAKLAR
*Sağlığımız için hastalıklara karşı korunmak ve hastalıklardan
kurtulmak için sağlıklı ve doğal gıdalar öneriyoruz.
*Evde ,mutfağımızda yapılmasının olanaklı ve zorunlu olduğunu vurguluyoruz.
.
PROBİOTİK FERMENTE GIDALAR
-Probiotik bakteri içerikli fermente ürünler
.Probiotik ve Kombiotik Yoğurt
.Kefir ve Kımız
.Probiotik Peynir,Tereyağı ,Krema
.Probiotik içerikli diğer süt ürünleri
.Probiotik Ekmek ;ekşi mayalı siyez buğdayından
.Probiotik Tahıl ürünleri
.Probiotik Bakliyat ürünleri
.Probiotik Turşu
.Probiotik Meyve ve Sebzelerin suyu veya püreleri
.Probiotik Boza
.Probiotik Tarhana
.Probiotik Sucuk
.Sirke
.
PREBİOTİK LİF İÇERİKLİ GIDALAR
Probiotikler ile Simbiotik bir kolonize yaşam oluşturan sindirilemeyen dirençli nişastalar olan lif içerikli prebiotikler
.
Prebiotik lif içerikli gıdalar
-Soğan ve Sarımsak
-Pırasa ve Bezelye
-Bakliyatlar ve Sebzeler
-Tüm posalı ve lifli meyveler
.
KOLAJEN İÇEREN KEMİK SUYU
Öncelikle bağırsak dokularını onaran ,vücuttaki tüm dokuların güçlenmesini sağlayan kalojen içeren besinler .
-Kemik suyu
-Kelle paça çorbası
-Sakatatlar
..
DOĞAL GIDA DESTEKLERİMİZ.
DOĞANIN BİZE ARMAĞANLARI.


Tereyağ ve Zeytinyağı tüketilmesi gerekli doğal yağlardır.
.
Kaya tuzları ile deniz tuzlarını zengin mineraller için öneriyoruz.
.
Yüksek mineralli içme sularını tercih etmeliyiz.
.
Doğal temizlik ve hijyen ürünleri ile evimizi ve bedenimizi kimyasallardan arındırmalıyız
.
Vitamin ve Minerallerin en doğal halini ,doğanın bize sunduklarından almayı öneriyoruz.

Doğal floradan,
güneşten,
meyvelerden ,
sebzelerden ,
bakliyat ve tahıllardan ,
etten tüm protein ,mineral ve vitaminleri almak mümkün..
.
Ve ...doğal olan,doğal kalabilen tüm gıdaları öneriyoruz.


18 Temmuz 2017 Salı

CÜZDANLARI ZAYIFLATANLAR...

Probiotiklerin ve "yoğurtlar" arasındaki farkların hem daha derin araştırılması ve çok iyi anlaşılması lazım hem de çok doğru anlatılması lazım.Özellikle de kanaat önderliği yapan bilim insanları tarafından.Kilo verdiren "patentlenmiş" yeni bir şuşun PR çalışmasının ön ayak sesleri mi uzaklardan yaklaşan,ya da algı yönetimi mi,bilemedim???
"YAŞAM PATENTLENEMEZ!"
Yavuz Dizdar Bey NBŞ leri övsün,sistem şişmanlatıp,tip 2 diyabete dayansın.Sonra da probiotiklerle zayıflatacağız adı altında yeni kazanç kaynakları yaratılsın.Dürüstlük ve iyi niyet,insanlık bir yara daha alsın...
Bizi düşünen yok,devlet nerde,niye önlem almıyor out.Bilinçli,sorgulayan,doğru kaynaklardan beslenen,öğrenen in!
Daha yoğurtların arasındaki farkı anlatamamışken...Olmadı Osman hocam...

Sevgiyle kalın,
Yeşim Güriş


Probiyotikler iştahı etkiler mi
Elimizde yeteri kadar kanıt olmasa da mevcut bilimsel araştırmalar bize şunu anlatmaya çalışıyor: Dikkat edin, probiyotikler iştahınızı da etkileyebilirler!
Bu düşünceye ben de katılıyorum, hatta bırakın iştahımızı etkilemeyi bazı durumlarda neleri yiyip yemeyeceğimize bile onların karar verdiklerini düşünüyorum.
Bunu birçok hastamda da bizzat müşahede ettim. Yaşadıkları dayanılmaz dondurma krizlerinin, iflah olmaz turşu aşermelerinin, izahı zor tatlı çılgınlıklarının arka planında bağırsaklarındaki biyolojik denge bozukluğunun, yani probiyotik eksikliğinin yatabileceğini düşünüp onlara probiyotik takviyeleri verdim. Sonunda da mükemmel neticeler aldım.
Bana sorarsanız bazı durumlarda doyup doymama kararımıza bile sadece beynimiz değil, biraz da bu dost probiyotik bakteriler karar veriyor.
Kanserde kara liste
◊ Nitrozamin, aspartam, gıda boyası ve aromatik ekler içeren besinler
◊ Akrilamid içeren yiyecekler (toz kahveler, kızarmış ekmekler, yanmış bisküviler, patatesler)
◊ Alkol tüketimindeki artış
◊ Şeker tüketimindeki patlama (özellikle çakma früktoz)
◊ Yanmış etler (mangal partilerine dikkat)
◊ Füme gıdalar (hindi, balık, et fümeler)
◊ Tarım ilaçları ile kirlenmiş gıdalar
◊ Et ve sütlerdeki büyüme hormonu sorunu
Onu değil bunu ye, peki ama ne kadar
Bazı besinlerin diğerlerinden daha faydalı oldukları doğru. Ama bunlardan faydalanmak istediğimizde o besinden düzenli olarak belli bir miktarı sürekli tüketmemiz gerektiği de bir başka doğru.
Örnek verelim: Sarımsaktaki allisin (allil sülfür) mükemmel bir sağlık koruyucusu. Anti tümör, anti mikrobik yararları yanında tansiyon dengeleyici etkisi de var. Ne var ki sarımsaktan beklediğiniz faydayı görebilmeniz için her gün en az bir diş ezilmiş çiğ sarımsak yemeniz gerekiyor. Bu da sizin çevrenize devamlı sarımsak kokusu yayan biri olmanız anlamına geliyor.
Doğrusu şu olmalı: Herhangi bir besin seçiminde “o mu, bu mu?” sorusunu sormalı, lezzet kadar sağlık faydasını da dikkate almalı. Ama o besinin tüketimine biraz süreklilik de kazandırılmalı.
Biz probiyotikleri probiyetikler de bizi besliyor
Beslenmek lokmaları mideye indirmek kadar basit ve sıradan bir eylem değil. Mideye indikten sonrası hele hele kalınbağırsaklardaki işlemler aşaması apayrı bir konu. Hem çok farklı, hem de çok karmaşık bir süreç.
Probiyotik bakterilerin beslenmemize müdahalesi ise bağırsaklarda değil, besinler daha ağzımızda iken başlıyor. Zira ağzımızda da ciddi miktarda probiyotik bakteri yükü var. Ama yine de besinlerle probiyotikler arasındaki asıl alışveriş bağırsaklarda oluyor.
Özeti şu: Bizi sadece yediklerimiz beslemez. Bağırsağımızdaki dost bakterilerin yani probiyotiklerin de beslenmemizde katkıları var.
Bazı probiyotikler kilo da verdiriyor
Dost bakteriler probiyotiklerin pek çok marifeti var ama bunlardan biri son zamanlarda daha çok dikkati çekiyor, daha fazla ilgi görüyor. Bazı probiyotik bakterilerin kilo kaybını destekleyebilecekleri anlaşılıyor. Bunlardan biri yoğurtta bolca bulunan L. Fermentum.
Bu probiyotik türünün düzenli kazanımının kilo kaybını hızlandırabileceğini gösteren ciddi bulgular var. Kim bilir belki de yoğurdun kilo dengeleyici gücü sadece protein zenginliğinden değil, biraz da probiyotik gücünden kaynaklanıyor.
Bir başka çalışmada ise L. Gasseri isimli probiyotik türünün de kilo vermeyi hızlandırabileceği anlaşılmış. 12 hafta süre ile bu probiyotiği destek olarak kullananlarda göbek yağı yüzde 8.5 oranında azalmış.
Özeti şudur: Tüm probiyotikler kilo kaybına yardımcı olmuyor ama akılcı kullanıldıklarında bazı probiyotikler kilo verme çabalarınızı destekleyebilir, aklınızda olsun.

11 Temmuz 2017 Salı

AKTİF KARBON İLE PROBİOTİK SİYAH DONDURMA



Kaç senedir aktif karbonun faydalarını yabancı dostlarımdan duyar dururum.Hatta üç yıl kadar önce Kapadokya'nın altını üstüne getirmiş,bulamamıştım ısrarla aktif karbon isteyen besin zehirlenmesini kolay atlatmak niyetinde olan biri için.Bizde sadece  zehirlenme durumlarında hastahanelerde kullanılıyordu.Ha bir de son trend evde diş beyazlatma amaçlı yeni yeni kullanılmaya başlandı,tabi eczanede bulabilirsen.İnternette arattığınızda ne yazık ki sadece akvaryum filtresi olarak karşımıza çıkıyordu uzunca bir zamandır. Oysa sağlık için oldukça çok faydası var,eğer size uygun ise neden kullanmayasınız ki?

Nihayet Sayın Dr. Özgür Kabal Beyin sayesinde Facebooktaki "Aktif Karbon"grubunda birçok yeni ve faydalı bilgiye ulaşıyorum.Normalde bir bardak suya bir çorba kaşığı Carbomix ile sabah akşam içerek başlıyorsunuz ve azaltarak Özgür Beyin önerilerine uyarak rahatsızlığınıza göre aktif karbonla tedavi oluyorsunuz.Daha doğrusu aktif karbon,uyguladığınız tedavide engelleri ortadan kaldırabiliyor ve tedavinize destek oluyor,yani kendisi tedavi etmiyor ama tedavinize çok büyük katkı sağlıyor.İyileşip, herşey dengelendiğinde artık aktif karbon kullanmanıza gerek bile kalmıyor.Tansiyon,diyabet,kolestrol üçlüsü ile ömür boyu tehdit edilip, tedavi etmeyen,sorunu ilaç aldığınız sürece baskılayan günümüz tıp anlayışına ne kadar da ters,değil mi?
Aktif karbon Negatif adsorban ve kokusu yada tadı yok.1100 derecelerde yüksek basınç altında yüzey genişletmesi ile elde ediliyor.İçimi bazılarımız için kolay bazılarımız içinse zorlayıcı.Ama tedavi olacaksak bu kadarcık zorluğa değmez mi,elbette değer.

Malum uzunca bir zamandır probiotiklerle farklı tadlar peşindeyim.Hem lezzetli hem şifalı insan daha ne isteyebilir ki?Bir de o kadar hesaplı...
Farklı kültürlerde Aktif karbon tüketme alternatiflerini araştırırken çok ilginç bilgilere ulaştım.Bunları kendimce yorumladıktan sonra ortaya çıkan lezzetlerden ilki probiotik/kombiotik aktif karbonlu siyah dondurma.Biraz zorlama gibi mi duruyor,olsun.Farklı birşeyler,hele de sağlıklı ise uğraşmaya değmez mi?
Tahmin edeceğiniz gibi yapımı çok basit.Önce eczeneden rica ettim depodan Carbomix getirdiler.Evde zaten 7/24 probiotik yoğurtlarımız hep buzdolaplarımızda.Bir porsiyon probiotik yoğurda bir çorba kaşığı Carbomix ekledim,limon kabuğu ve hindistan cevizi rendeledim,dondurdum ve ertesi gün servise hazır.Herkes kendi damak tadına göre geliştirebilir.Meyve ile de yapabilir...Karışık renkler çok hoş duracaktır.Beşiktaşlıların favori dondurması bu yaz siyah beyaz karbomixli olabilir 😹Yıllardır Japonya'da severek tüketilen çörekotlu,mürekkep balığının mürekkebi ile yapılan dondurmaya biz de probiotikli aktif karbonlu siyah dondurmamızı ekleyelim.
Aktif Karbonu su ile rahat  tüketemeyenler veya lezzetli bir değişiklik isteyenler bu sıcak yaz günlerinde duble şifalı bir dondurma ile biraz olsun serinleyebilirlerse ne mutlu bana.Yalnız lütfen aktif karbon sizin için gerekli mi,araştırmadan kullanmayınız...
Afiyet,kas olsun.
Sevgiyle kalın,
Yeşim Güriş.


10 Temmuz 2017 Pazartesi

BU BİR PROBİOTİK YAZISIDIR ÇARIKLA ALAKASI YOKTUR 😸



Değişmek,hele mevcut olandan daha da iyiye evrilerek gelişmek ne faydalı,ne güzel,şefkatle kucaklanası.
Aşağıdaki deri çarık 5.500 yaşındaymış.Lütfen şimdide  kendi ayakkabılarınıza bakın.Nerden nereye....Umarım halinizden memnunsunuzdur.Sonuçta ikisi de ayakkabı değil mi !Siz hangisini tercih edersiniz?
Probiotiklerin hala ne olduğunu anlamayanlar,farkı göremeyenler için bu yazı.
Yoğurt binlerce yıldır var ve geleneksel yöntemlerle tarih sayfalarında kaybolmadan günümüze dek geldi.Şanslıyız.Bir sırdı,tıpkı kefir gibi...Ama artık içindeki bakterileri,mayaları tek tek tanıyor ve isimlendirmenin de ötesinde ayrıştırıp,steril ortamlarda üretebiliyor,dilediğimiz zaman,istediğimiz yerde  tekrar kullanabiliyoruz.Mikrobiyom projesi sayesinde daha da ileri düzeyde bilgilere ulaşıyoruz,ulaşacağız.
Hala ev yoğurdunu probiotik sana,bifido grubunun yarattığı mucizeden bihaber insanlar çoğunlukta.Sonuçta ikisi de aynı,yoğurt değil mi!DEĞİL !!!
Tekerleğin dahi terkedilip,uçan arabaların konuşulduğu bir dönemde dileyen çarıklarını giymeye devam etsin.Geleneksel ev yoğurdunu tabi ki çok severek tüketiyoruz ama evde yaptığımız probiotik yoğurtla kulvarları aynı değil ki kıyaslansın.Mayalama süreleri ve yöntemleri bile farklı ki probiotiklerin şifasını anlatmak ise ayrı bir yazı konusu...


Gelişmek,geleceğe sağlıklı adımlar atmak isteyen beri gelsin.Ev yoğurdu probiotiktir diye olduğu yerde sayan,tekerleğin icat olduğundan dahi habersiz yada kötü niyetle hala probiotik savunucularına saldırıp yıldırabileceklerini sananlar ise çarıklarla yollarına devam etsin.
Bizim hedefimiz de yolumuz da tercihimiz de belli.Keyifli probiotikli yolculuklar!

Sevgiyle kalın.
Yeşim Güriş

3 Temmuz 2017 Pazartesi

EKŞİ KREMA/SOUR CREAM AMA PROBİOTİK!


Uzun zamandır evde yaptığım  probiotik gıdaların çok faydasını gördüğüm için farklı tatların da peşine düştüm dolayısıyla.Probiotik peynir en sevdiğim peynirler arasına girdi bile.Sevgili Aysun'un kızları sayesinde kimbilir daha ne şifalı süt ürünleri yapacağım.
Geçenlerde 2.Beynimiz:Bağırsaklarımız grubumuzda bir üyemiz ekşi krema probiotik yapılabilir mi diye sorunca epeydir evde yapmadığımı farkettim.Tabi çiğ krema siparişimi hemen verdim ve başladım beklemeye,beklerken de araştırmaya.
Öncelikle kremaya limon sıkıp ekşi krema diye yutturan reçeteleri hemen eledim.
İki yöntem vardı.Ya butter milk/yayık altı ile yapacaktım yada çiğ kremayı pastörize ederek.
Fermente turşularda sirke yani asedik asit probiotiklerin çoğalmasını engellediği için limon yani sitrik asit nasıl etkiler sorusuna gelen yanıtlardan sorun olmayacağı varsayımı daha ağır basınca,deneylere başladım.
Önce dört tane steril minik kavanoz hazırladım.Bir yandan dabah serinliğinde sütümü kaynatırken diğer yandan çiğ süt kremamı 70 dereceyi aşmayacak şekilde 30 dakika kadar karıştırdım çelik tencerede metal kaşıkla.

  

Amerika'da kullandığım condensed milk gibi yoğun bir kıvama geldi ve rengi sarımtıraklaştı ama yağ ve süt  birbirinden ayrılmadı.Tam istediğim gibi oldu.Bu aralar sıcaklıklar 40 dereceye yaklaştığı için hızlı soğutma tekniğini kullandım.İlk önce bir bardak kadar sütü yarım limonla kestirdim çalkaladım ve elde ettiğim yayık altı yani butter milk 45 dereceye inene kadar bekledim.

Birinci kavanoza 45 derecedeki erimiş çiğ süt kremasına probiotik toz maya kattım,hani internetten de alabileceğiniz Doğadan Bizim marka.
http://www.dogadanbizim.com/bizim-maya-urunlerimiz/Mayalar
Sakın eczane kapsülleri ile denemeyin çünkü onlar su gibi bir sıvı ile tüketilmek üzere üretilmiş,sütü mayalama özelliği olanlar bizim mayadakiler.
İkinci kavanoza 30 dereceye düşen kremadan koyup,kefir  mayası ve yayık altı ekledim.
Üçüncü kavanoza 45 derecedeki kremanın üçte biri kadar butter milk/yayık altı koyup kombiotik yoğurttan çok az kattım.

Dördüncü kavanoza yine krema,onun üçte biri kadar yayık altı ve probiotik toz maya koyup hepsini mayaladığım yoğurdun yanında 7 saat mayalayıp,birinci ve ikinci kavanozların ağızlarını tülbentle kapatıp mutfak tezgahında 6 saat bekletip kapaklarını sıkıca kapatıp,buzdolabına aldım.
Üçüncü ve dördüncü kavanozları  ise 7 saat mayaladıktan sonra bir saat kapakları kapalı tezgah üstünde bırakıp yine buzdolabında dinlenmeye aldım.Sıcağın da etkisi ile
akışkan oldukları halde gözlemlediğime göre mayaladıktan sonra daha katı hal aldılar.Ertesi sabah buzdolabında oldukça katı halde idiler.
24 saat sonra buzdolabından çıkarttığımda,oda sıcaklığında hemen kremamsı yumuşak hallerini aldı dördü de.İçlerinde en yumuşak olan kefirle yaptığım.Tezgah üzerinde probiotik ve krema ile tülbentle yaptığım ilginçtir ki en son çözünen oldu ama kıvamı çok iyi idi.Koku olarak hepsinde benzer kokular varken tat olarak ben oyumu yine tülbentlilere verdim.
Tabi çiğ kremamda yağ oranı oldukça fazla olduğu için buzdolabında katılaşma oranın da katlanarak arttı.


Bu denemeleri yaparken en dikkat edilmesi gereken şey,başta hijyen dışında yayık altının ve çiğ kremanın doğru derecelerde birleştirilip mayalanması idi.Probiotik ve kombiotik 45 derecede,kefir ise 30.Bu bağlamda kremayı bazen bir kere daha ısıtarak bu sorunu da hallettim.
Ekşi kremanın kullanım alanı çok.Probiotik olduğu için tekrar pişirmeden,çiğ olarak kullanacağım ki probiotik bakteriler ölmesin.
Fırınlanmış patates ile,dip olarak,salatalarda ya da nefis bir etin,balığın yanında tam bir lezzet ve şifa şöleni.Taze meyvelere ayrı bir tat kattığı da kesin.Ama nedense ben hep tuzlu yiyeceklerle seviyorum.Peynirli nachos la ekşi krema kardeşliği her zaman favorim olmuştur.Bu arada TGI Fridays kapandığından beri istediğim gibi bir nachos bulamamıştım.Taaa ki süper bir işletmecisi olan Happy Moon's restoranı bulana kadar.
http://www.happymoons.com.trGençlerin tabiri ile peynirli ve tavuklu nachosları,kuşkonmazlı tavukları,tüm mönü yıkılıyor 😹İstanbul'da birçok şubeleri var.Güleryüzlü ve çok iyi eğitimli personeli,hesaplı oluşu ve her şubesinin farklı iç dizaynı artıları.Eksisi ise alınan lezzetli kaloriler,ama değer.
Bir ekşi kremadan nerelere geldik!

Afiyet kas olsun.
Sevgiyle kalın.
Yeşim Güriş

PEMBELER SICAKLARDAN KIZARMAYA BAŞLADILAR BİLE


Daha Temmuz başındayız ve sıcaklar normallerin çok üstünde seyrediyor.Balkonumda 42 dereceyi gördüm evvelsi gün.İki kedimle klimanın şımartan serinliğine sığınmışken,balkondaki pembe domatesler başta olmak üzere tüm bitkilerim için ne yapacağımı şaşırdım.İyi ki malç yapmıştım,bir nebze olsun nefes alabildiler.
Yasemin çiçeklerini erken döktü,mini budama ile bir aya tekrar açar cimcimem.Çarkıfelek nedense çoşkusunu yitirdi.Mayıstaki performansını özletir oldu.Fasulye meraklısı büyük kedim ektiğim  4 fasulyenin 2 adetini daha filizlenmeden kaşla göz arasında yok etmiş,bir fideyi de  4 yaprak olduğunda halletti.Tek bir fidemi gözüm gibi koruyorum.Sabah balkonda hamak keyfi yerini bizim meraklı bahçıvanı gözleme seansına bıraktı.Tabi minik çırağı da ilgiyle ablasını izliyor ama Allahtan onun uzmanlık alanı daha çok sinekler 😹(Yazmadan geçemeyeceğim.Eğer evlerimizde bir canın sorumluluğunu aldı isek,onların can sağlığı için de tüm önlemleri almalıyız.Kilitlenen uyduruk plastikten değil metal telden özel yapılmış sağlam sineklik ve balkonlara muhakkak bir koruma teli.Ben kendim yaptım balkonuma ve çok ta ucuza mal ettim.Toplam 100 tl yi bile bulmadı ki yaklaşık 30 m2 bir yer kapladım,istenirse neler başarılmaz.)

Bu sene gece gündüz arasındaki fark 11 dereceleri iyi tutturdu ve geçen seneye oranla çiçeklerde meyveye dönme oranı çok daha fazla.Malçın da etkisiyle başımın minik dev belaları beyaz sinekler
henüz teşrif etmediler!Sabahın köründe elektrik süpürgesi ile safariyi hiç özlemedim doğrusu.
Yumurta kabukları yine saksılarda,solucan gübresi çok fark ettirdi,sadece malç veya mevsime bağlamamak lazım bu seneki verim farkını.Keşke daha önce öğrenseydim solucan gübresini...Sanırım kalsiyum ve demir oranları da iyi ki benim torunlarımın torunlarının torunları bu sene çok keyifliler,tabi ben de.Atalık tohumlar,evladiyeliklerimiz.Canımız onlar bizim.Sevgili Hafize Baliç,PDA ya bu güzel pembe domates tohumlarını sağlayan büyüğümüz öleli çok oldu ama onun mirası tohumlar Türkiye'nin her yerinde yaşamaya devam ediyor.Kah bir balkonda el bebek gül bebek,kah bir yazlıkta,kah bir tarlada,her yerde,her şehirde.

İstanbul'da kesilmedik ağaç,yolmadık ot bırakmadılar.Sonra da aman esmiyor bu ne sıcak...Lütfen
nerde yaşıyor olursanız olun etrafınızı yeşillendirin.Balkonunuzda yeşeren her can sizin canınıza da can katacaktır.Rüzgarda yapraklar dökülüyor balkonum kirleniyor bahane olamaz.Nasıl her sabah saçınızı tarayıp,dişinizi fırçalıyorsanız,iki dakikanızı almaz balkonunuzu tertemiz tutmak.
Taşlara bile değil,gri kara betonlara bakar olduk.Yıkılan yapılan binaların gürültüsü,pisliği..

Resimlere bir bakın ve siz karar verin etrafınızda ne istediğinize...




Huzuru bulmak ta,kaybedip sadece şikayet etmek ve zamanla mutsuzluk bağımlısı olmak ta bizim elimizde.Alın bir elinize güzel bir kitap,yanı başınıza da de ev yapımı buz gibi probiotik bir ayran,bir kulaklık,sevdiğiniz müzik,çekin içinize domates yapraklarının güçlü kokusunu,bakın bir etrafınıza,onca emeğinize,içiniz nasıl da huzur bulacaktır.O bitkileri yaşatmak için verdiğiniz emek size kat be kat yaşam enerjisi,huzur ve dayanma gücü olarak geri gelecktir.
Atalık tohumlarımızı,yeşili,canlıları koruyalım.Lütfen.
Sevgiyle kalın.
Yeşim Güriş