8 Kasım 2009 Pazar

SİNEK SEKİZ İYİ Kİ VARSIN!

"GENETİĞİYLE OYNANMAMIŞ, YAŞADIĞI YERE EN İYİ UYUMU SAĞLAMIŞ VE BİR EKOSİSTEMİN PARÇASI OLAN YEREL VE DOĞAL BİTKİLERİN TOHUMLARINI TOPLAYIN , SAKLAYIN VE EKİM ZAMANI GELDİĞİNDE YENİDEN TOPRAKLA BULUŞTURUN. GDO’LARA İNAT YEREL TOHUMLARINIZI SAHİPLENİN!
Harika bir tasarım,neden zarf olarak ta kullanmayalım!Ellerine sağlık emek veren herkesin.Çok basit işte tarifi:

Şablonu bastırın (A4 boyutundaki bir sayfaya iki adet şablon sığıyor) En dıştaki çizgileri takip ederek kesin, noktalı kısımlardan katlayın ve alt kısmını zımbalayın. İçine şahane tohumlarınızı koyduktan sonra bitkinin adını ve kaynağını yazmayı unutmayın. http://sineksekiz.wordpress.com/2009/11/04/yerel-tohumlariniza-sahip-cikin/
Sevgiyle kalın
Yeşim Güriş
TOHUM UMUTTUR!

7 Kasım 2009 Cumartesi

DUST BOWL-TOZ ÇANAĞI












Kirli 30'lar....

İsmi bile ne kadar üzücü.Resimlerse bir o kadar ürkütücü...

1900'lerin başındayız.Farklı coğrafyalardan milyonlarca göçmen Amerika Birleşik Devletlerine göçerken,yeni bir hayata başlamanın verdiği umutla,çektikleri onca yoksulluğun artık geçmişte kaldığına o kadar emindirler ki...

Orta Amerika'nın yüksek platoları,yemyeşil yabani otlarla kaplı.Binlerce yıl süren uyum aşamasından sonra her türlü kuraklığa,aşırı ısı farklılıklarına bünyelerini adapte edebilmiş,üzerinde keyifle otlayan bizonlara yarenlik etmekteler.

Amerikan hükümeti bu bakir toprak parçalarını yeni gelenlere açar.Kızılderililer ve bizonları çok uzaklara sürer,yerine hayatında ilk defa çiftçilik yapacak göçmenlere dönümlerce arazi verir.Tarım Amerika'nın kurtuluşu olacaktır!Yeni çiftçiler sabanlarla sürmeye başlar.Nasıl da kolaydır.Mısırı,buğdayı ekersin,yağmur yağar,gelişirler ve biçersin....Altın devir başlamıştır.Buğdayın kilosu 2 doları da geçer!

Yabanotları huzursuzdur.Onları yerken bir yandan da gübreleyerek toprağa sımsıkı bağlanmalarını sağlayan hayvan dostları yoktur artık.Onları okşarcasına seven,doğaya dost kızılderililer gitmiş,yerlerine bu ne yaptığını bilmeyen açgözlü insanoğulları gelmiştir.
Amerikan hükümeti toprağı ''yokedilemez sonsuz kaynak'' ilan eder.Daha fazla yabani otlak sökülüp yerine bu coğrafyanın yabancısı dirençsiz buğday ekilir.1917 traktörle beraber teknolojik atılım son kalan yaban otlaklarını da kıtıtr kıtır keser atar.Yüksek teknoloji sağolsun 3 günde sürülen yer 3 saatte hallolur!
Yabanotları şaşkındır.Kenarda köşede boy atmaya çalışırlarken sorarlar kendi kendilerine ''Yağışlar şimdi iyi ama ya kuraklık olduğunda ne olacak???Milyonlarca yıl alan şu 30 santimlik mineral deposu verimli toprağın oluşmasını nasıl riske atabildiler?Bu sıska çelimsiz buğday mı koruyacak bu toprağı.Kökü bile eften püften haspanın!!!''
Yeni kocaman evler,hatta arabalar,sıfırdan nereye.Bir çiftçi kadın beyzbol yıldızı Baby Ruth'tan daha fazla kazandığı için böbürlenmektedir.Yüksek otlaklar 20 yılda yokedilir ama buğday sayesinde Amerika ilk defa Rusyayı ihracatta geçer...Borsa tavan yapar.1928 mükemmeldir!
Birkaç tane yabanotu nasılsa bir buğday tarlasının biraz ötesinde hala hayattadır.1929 yılıdır ve saf genleri binlerce yıllık bir bilgiyi verir onlara.Sıkı tutunun toprağa bu son yağmurlardı.Havayı kokladıklarında buram buram kuraklık kokusunu duyarlar da şu insanoğlu sadece borsadaki ne yenir ne yutulur eciş bücüş sayılarla kağıtlarla yatıp kalkmaktadır...Havayı koklamayı bile bilmezler.
Borsa çöker,kağıtsal felaket had safhadadır.Çiftçiler dışında kimse o yılki kuraklığın farkına bile varmaz.1933,34,35...Çiftçiler panik haldedir.Yağmur sabanı takip eder sözünün koca bir yalan olduğunu toprağı daha de derin kazarak,çılgınca defalarca ekim yapıp tek bir başak bile yetiştiremeyince anlayan sonradan oldurma çiftçi derhal hükümete koşar ama mal derdinde olanlar can derdindekileri dinlemezler bile...
Toprak çırılçıplaktır.Böğrünü delen traktörler unufak etmiştir her hücresini.Rüzgar hafif hafif eserken güçlenmiş ve bir yıl içinde Grand Kanyon'u yarısına dek dolduracak verimli toprağı okyanusa dek taşımıştır.Yine aynı yerde biten birkaç yabanotu kahretmektedirler kendilerini.Eğer diğer kardeşleri de burada olsalar,toprağa elbirliği ile sahip çıkar,sonsuz köklerini binlerce yıldır ve o anda da yaptıkları gibi toprağa daldırır,onu yumuşacık sarıp sarmalar,korurlardı...
Kuraklık,fakirlik ama en kötüsü o kapkara toz toprak fırtınaları....Birkaç yıl içerisinde gözlerinin önünden uçup giden verimli tarlalar.Genç bir oğlan aniden bastıran toz toprak fırtınasında syere yatarak sadece canını kurtarabilir.Annesi onu bulduğunda gözleri kapkara toprakla doludur ve bir daha güneşi asla göremez.Başkent Washington'da oturanlar ise hala konuyu önemsememektedir.Ne olmuş yani biraz toz toprak kalktı ise!!!
Yabanotları acır insanoğluna.Kocamandır,boyu posu,ağzı dili ayakları ve beyni vardır ama hala tozun toprağın içinde bir yabanotu kadar,bir solucan yada karınca kadar bile becerememektedir varolmayı.Madem yüzme bilmezsin ne işin var denizde misali gittikçe boğulmaktadır...
Bir insan gibi insan,toprağın sonsuz olmadığını hükümete anlatmaya çalışırken,alaya alınır,küçümsenir.O ise yılmaz devam eder.Yabanotlarını anlatır,erozyon engelleme tekniklerini ama hala üç maymunu oynamaktadır bir zamanlar o fakir insanları zenginlik vaadiyle o yüksek otlaklara yerleştirip yabanotlarını yolduran kişiler....Ne zaman ki rüzgarlar Doğu yakasına ulaşır,Manhattan,Washington DC kapkara toprakla örtülür,işin ciddiyeti o zaman anlaşılır.
Uzaktan uzağa olup biteni seyreden gürbüz yabanotları hem şaşkın hem de çok sevinçlidirler.Son kalan birkaç santim verimli toprağı kurtaracak yabanotları ülkenin farklı yerlerinden getirilip tekrar eski ait oldukları yerlere ekilir.Duyduklarına göre taaa Kanada sınırından Teksas'a dek milyonlarca ağaç rüzgarı tutması için dikilmiştir.2,5 milyon kişi bu ''verimsiz fakir'' yerine ''verimsizleştirdikleri fakir'' topraklardan göçüp gitmişlerdir...
Steinbeck Gazap Üzümlerini yazarken bu ''fakir'' insanları anlatır ve Pulitzer alır 1943 yılında.
Artık tarım bakanlığının ''Toprağı Koruma'' başkanlığı vardır ve toprak ''yok edilemez sonsuz kaynak'' olmaktan çıkartılıp,korunmaya alınır.Yıl 1930'ların sonudur.
Yabanotları yaşar durur mutlu mutlu toprağı koruyup geliştirirken.İyi ki hala bilge tarım üstadları var ve dengeyi hep koruyorlar...
Bir bilim adamı 1939'da mucizevi bir kimyasal madde keşfeder ve 1948'te Nobel Tıp ödülünü alır.
Bu faydalı ürünün adı DDT'dir!
Sevgiyle kalın
Yeşim Güriş



3 Kasım 2009 Salı

FACEBOOK'TA GDO'YA HAYIR,SİZ DE KATILIR MISINIZ?

http://apps.facebook.com/causes/389154/11641216?m=6a425a4c

Kime ulaşabilirsek,GDO'nun zararlarını anlatabilirsek,her yolu deniyoruz.Facebook'ta bize katılmak isterseniz adresimiz yukarıda :)
Bu gece CNN Türk 5N1K 'da Cüneyt Özdemir'de işleyecek konuyu :)
Dün Uğur Dündar sağolsun ZMO başkanı Gökhan Günaydın'ı canlı yayına alıp mükemmel bir gazetecilik yaptı yine.

Domatesten domatese gen aktarımı,örneğin zorlu doğa koşullarına uyum sağlaması adına dikey GDO çalışmalarını ayakta alkışlıyorum.Tuzlu toprağa dayanacak bir buğday üretme adına daha dayanıklı bir buğdaydan zayıf olan buğdaya gen aktarımı gibi....Yani dikey GDO çalışmaları hepimizin iyiliği için ve zararsız.Bunlar doğada zamanla olabilecek mutasyonlara denk!
Ama raf ömrü uzasın,daha az böcek ilacına para gitsin diye akrepten domatese yani türler arası yatay gen transferine şiddetle karşıyım.Nedenlerini Viyana Üniversitesi,İtalyan Hükümeti bilimsel deneylerle kanıtlamış bulunmakta!Doğa'nın hiçbir zaman üretemeyeceği,doğal olmayan GDO'lu bitkileri hele hele de besin maddelerini,sonuçlarını tahmin bile edemezken,ticari meta haline getirmek ancak CAHİL CESARETİ ile açıklanabilir!
Maliyetleri düşürüp fazla kar yapma adına GDO belasını başımıza saran kişilerin vicdanı olsa idi zaten bizi bu kötülüğün içine gözlerini bile kırpmadan atamazlardı.O nedenle bunların vicdanlarına seslenmem imkansız!Ama kanun yapıcılara seslenip,makul olunması gerektiğini hatırlatabilirim değil mi!
Nasıl bir kibirdir bu?İnsanoğlu nasıl bir kendini bilmezlik içinde boğulup gitmektedir!Doğayı yok etmemeliymişiz nedeni de Dünyamızı kurtarmakmış!!!Biz kimiz ki dünyayı yok edelim yada kurtaralım!Asıl dünyamızın bizi yok etmemesi için çaba göstermemiz lazim.Sular 1 metre yükseldiğinde,adını doğru koyalım,asıl yok olacak kim!!!GDO'larla intihar etmenin alemi ne,başımızda bunca dert varken!Hükümetler,parlementolar Küresel Isınma yoktur diye karar alınca gerçek değişiyor mu???Boğulan biz olacağız...Dünya bizsiz de dönecek!Bitkiler hayvanlar bizsiz hak ettikleri şekilde özgürce yaşamaya ve evrimleşmeye devam edecekler.Doğaya zarar vermemek,hala hatalardan geri dönebilmek elimizde ve mümkün...Unutmayalım su yolunu bulur!

GDO'ya HAYIR!!!

GDO konusunda bilgisiz ve kafası karıştırılmış insanları gözlemlerken sıkça sorulan bir soru tüylerimi diken diken ediyor.Kafalar GDO lobicileri tarafından özellikle dezenformasyonla o kadar çok karıştırılmış ki,hala GDO'nun sağlığımız ve çevremiz üzerine yaptığı ölümcül zararları sorgulamak yerine''Yani domatese balık geni konunca,balık gibi mi kokacak domates?'' gibi absürd kaygılar taşıyan neyi sorgulayacağını dahi bilemeyen bir nüfusu acilen öncelikle ''NEDEN GDO'ya hayır'' demeleri konusunda eğitmeliyiz!!!

Lütfen tek soruluk oylamayı yapmayı ihmal etmeyin!!!
http://www.gdoyahayir.org/bildiri20090111

Sevgiyle kalın
Yeşim Güriş

2 Kasım 2009 Pazartesi

SLOW FOOD FSD'NİN GDO BÜLTENİDİR!!!

"ÇOCUKLARINA KANAT VE KÖK VERENE ŞÜKÜRLER OLSUN"

Coelho'nun ''Kazanan Yalnızdır'' kitabında okuduğum bir atasözü sanırım tüm çabamızın özeti...

Dostlar,

Sizlere Slow Food Fikir Sahibi Damaklar konviviyumu tarafından özenle hazırlanmış GDO bültenini sunuyorum.Amacımız mümkün olduğunca herkesi aydınlatabilmek...

İlk güzel haber benden olsun...Bu sabah site yöneticimize GDO'ların zararlarından bahsettim.Birazdan toplam 300 dairelik sitemizin her blok kapısına bültenimiz asılacak.Ayrıca aidat toplayan apartman görevlilerimiz fotokopi ile çoğaltılacak bültenleri dostlarına ulaştırmaları için her daireye birer tane verecek :)))

Okullarımıza,doktorlarımıza,işyerlerimize,daimi müşterisi olduğumuz nazımız geçen ya da geçmeyen market,restoran,alakalı alakasız her işyerine aklınıza gelebilecek her yere bu bültenleri astıralım.Bloglarımıza koyalım,gruplara bildirelim... GDO orucuna gerek kalmayan,temiz gıdalar yiyeceğimiz keyifli günler çabucak gelecek elbirliğiyle.

Sevgiyle kalın
Yeşim Güriş


Dünya dünya olalı beri mısırın püskülüne konan kelebeği, artık 'konmamaya' ikna etmek üzere mısırın genetiğine işlenen bir kimyasal, yıkamakla çıkmaz, biliyorum; çünkü kızımın gözlerinin yeşili gibi, o kimyasal da, tümüyle mısırın kodlarında artık. Üzerinde ya da etrafında değil. İçinde.Kelebek konarsa mısırın püskülüne ve yumurtalarını bırakırsa eğer, ürünün bir kısmı zarar görür, doğru. Ama, o mısırı kızım yediğinde, içine işlenen, yıkamakla temizleyemeyeceğim, haşladığımda gitmeyecek o kimyasal, kızıma ne yapar... Asıl onu merak ediyorum ben.

Diyorlar ki "üreticisi, eğer, GDO'lu ürünün zarar verdiğini fark ederse, ürününü piyasadan çeker!"
Diyorum ki, "benim kızım denek değil!"

Anneler!
26 Ekim Pazartesi günü 27388 sayılı Resmi Gazete'de sizi, ailenizi, çocuklarınızı çok yakından etkileyecek bir yönetmelik yayımlandı: Tohumluklar dışındaki genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünleri ile bunları içeren gıda ve yem maddeleri hakkında karar verme, işleme, ithalat, ihracat, izleme, tescil, etiketleme, kontrol ve denetim ile ilgili usul ve esasları kapsayan Gıda Ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol Ve Denetimine Dair Yönetmelik" !
Şu andan itibaren market raflarına uzanıp da aldığınız herhangi bir ürün, çocukluğunuzda yediğiniz, yemeye alıştığınız gıda olmayacak.
Çocuklarımıza "çocukken yediğimiz"i yedirme hakkımız, elimizden alındı. "Yerine koyduğumuz"sa, çocuklarımıza yüksek ihtimal daha fazla sağlık problemi olarak dönecek.
Yeni doğanlarımızda daha fazla otizm göreceğiz. Yeni doğanlarımızın daha çoğu yaşamayacak. Çocuklarımızın çocuklarını görebilme ihtimalimiz, annelerimizinkinden daha düşük olacak...

Aldığınız her ürünün etiketini okuyun. Her içeriği sorgulayın. Endüstriyel, hazır, paketlenmiş gıdalardan uzak durun. Organik ürün tercih edin. Sertifikasyon sistemi mükemmel olmasa da, bu ürünler diğerlerinden pahalı görünse de gözünüze, düşünün ki gerçek gıdayı tanımlamanın henüz başka bir yolu yok.
Gerçek gıda tüketin. Gerçek gıda tüketmemek çok daha pahalı, unutmayın. Çocuğunuza ne yedirdiğinizi ve neden diğerini yedirmediğinizi anlatın. Anlatın ki, o da kendini koruyabilsin.Ve unutmayın: bugünün dünyası kazanç odaklı! Cebinizdeki o binbir güçlükle kazandığınız paranın alım gücüne son kuruşuna kadar güvenin. Onu gerçek gıdaya yatırın.
Düşünün ki raflardaki onca yapay ürün, onca niteliği düşük gıda siz satın almadığınızda karlılığını yitirecek.
Düşünün ki, gıdaymış gibi yapan onlarca kavanoz, kutu ve şişe siz satın almadığınızda üretenlerine birer zarar olarak geri dönecek.
Ve hayal edin, bir gün, eğer, çokuluslu şirketler fark ederlerse ki tüketici gerçek gıdaya yöneliyor, kimbilir, belki üretimlerini gözden bile geçirirler.Gerçek gıdaya eşit erişim hakkıçocuklarımızın en temel hakkıdır!Bu yönetmelik bizi kollayan bir yönetmelik değil.Bu yönetmelik çokuluslu şirketlere toprağımızı, tohumumuzu sömürme yolu açan bir kapı.

Vatandaşını ticaretin, gerçek gıdayı GDO'nun önüne koyan bir yönetim arzuluyoruz.

Biz GDO'lu gıdaların yönetilmesini değil, yasaklanmasını istiyoruz.
Yönetmeliği kaleme alan ve altını imzalayanlara bir çift sözümüz var:
"Oğul sadıklığın bu muydu? Valla kurda yedirdin beni!"

http://www.fikirsahibidamaklar.org/

Gerçek gıdaya dair neden ve nasıl sorularınızı grubumuzda cevaplıyoruz. Yeter ki çocuklarımıza biz sahip çıkalım!

26 Ekim 2009 Pazartesi

RESMEN GDO'LU YÖNETMELİK!!!

Madde 5-8 'e ayrıca dikkat!!!Yorumsuzdur...


26 Ekim 2009 PAZARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 27388
YÖNETMELİK
Tarım ve Köyişleri Bakanlığından:
GIDA VE YEM AMAÇLI GENETİK YAPISI DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALAR
VE ÜRÜNLERİNİN İTHALATI, İŞLENMESİ, İHRACATI, KONTROL VE
DENETİMİNE DAİR YÖNETMELİK
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, insan yaşamı ve sağlığı, hayvan sağlığı ve refahı, tüketici çıkarları ve çevrenin en üst düzeyde korunması için genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünleri ile genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünlerini içeren gıda ve yem maddeleri hakkında karar verme, işleme, ithalat, ihracat, izleme, tescil, etiketleme, kontrol ve denetim ile ilgili usul ve esasları belirlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik;
a) Tohumluklar dışındaki genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünleri ile genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünlerini içeren gıda ve yem maddeleri hakkında karar verme, işleme, ithalat, ihracat, izleme, tescil, etiketleme, kontrol ve denetim ile ilgili usul ve esasları kapsar.
b) Sağlık Bakanlığınca ruhsat veya izin verilen ürünleri kapsamaz.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik; 18/4/2006 tarihli ve 5488 sayılı Tarım Kanununun 10 uncu maddesi, 7/8/1991 tarihli ve 441 sayılı Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 27/5/2004 tarihli ve 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun, 29/5/1973 tarihli ve 1734 sayılı Yem Kanunu ile 29/6/2001 tarihli ve 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanmasına Dair Kanuna dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Ayırıcı kimlik: Aktarılan her bir gen için bir kod ve her bir GDO için ise, taşıdığı genin kodunu da içeren nümerik ve alfa nümerik kodlama sistemini,
b) Bakanlık: Tarım ve Köyişleri Bakanlığını,
c) GDO: Genetik yapısı değiştirilmiş organizmayı,
ç) Genetik yapısı değiştirilmiş organizma: Modern biyoteknoloji kullanılarak genetik materyali değiştirilmiş olan, insan haricindeki organizmayı,
d) GDO ve ürünleri: GDO, GDO içeren, GDO lardan oluşan, GDO içerdiği hâlde GDO lardan oluşmayan ve/veya kısmen veya tamamen GDO lardan elde edilen ürünleri,
e) GDO lu gıda: GDO, GDO içeren veya GDO dan üretilen bileşen içeren veya GDO dan üretilen gıda maddelerini,
f) GDO lu ürün: GDO, GDO içeren veya GDO dan üretilen bileşen içeren veya GDO dan üretilen ürünleri,
g) GDO lu yem: GDO, GDO içeren veya GDO dan üretilen bileşen içeren veya GDO dan üretilen yem maddelerini,
ğ) GDO suz eşdeğer ürün: Genetik değiştirme teknolojisi uygulanmayan eşdeğer gıda veya yemi,
h) Gen sahibi: GDO ve ürünlerinde değiştirilmiş olan gen ya da genlerin patent hakkını elinde tutanı,
ı) İzleme: Bir GDO ve ürününün, biyolojik çeşitlilik, bitki, hayvan ve insan sağlığı üzerindeki etkilerini belirlemek üzere bir program dâhilinde yürütülen gözlem, analiz ve kontrolleri,
i) İzlenebilirlik: GDO ve ürünlerinin, üretim ve dağıtım zinciri boyunca her aşamada geriye dönük takibini, belirlenmesini ve tanımlanmasını,
j) KKGM: Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğünü,
k) Komite: Bu Yönetmelikle kuruluşu öngörülen bağımsız, bilimsel, teknik risk değerlendirme komitesini,
l) Risk değerlendirme: GDO ve ürünlerinin, genetik değişiklikten dolayı, insan, hayvan ve bitki sağlığı, biyolojik çeşitlilik ve çevre üzerinde, doğrudan veya dolaylı, derhal veya gecikmeli sebep olabileceği risklerin ve risk kaynağının olumsuz etkiye sebep olma potansiyelinin test, analiz, deneme gibi bilimsel yöntemlerle belirlenmesi ve değerlendirilmesi sürecini,
m) Risk yönetimi: Risk değerlendirme sonucunda öngörülen ve/veya tahmin edilen olumsuz etkilerin gerçekleşmesini önlemek veya gerçekleşmesi durumunda zararı en az seviyede ve kontrol altında tutarak ortadan kaldırmak, GDO ve ürününün izin verilen amaç ve kurallar dâhilinde kullanılmasını ve muamelesini sağlamak amacıyla alınan önlemleri,
n) TAGEM: Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğünü,
o) TÜBİTAK: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunu,
ö) TÜGEM: Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğünü,
p) Uzmanlar listesi: GDO ile ilgili çalışmalara yön verecek Bakanlık tarafından oluşturulan uzman listesini
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler ve İzin Koşulları
Genel hükümler
MADDE 5 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerine aykırı olan GDO lu gıda ve yemlerin işleme ve tüketim amacıyla ithali, piyasaya sürülmesi, tescili, ihracatı ve transit geçişleri yasaktır. Gümrük idarelerince bu Yönetmelik kapsamındaki ürünler için GDO ya ilişkin ek bir belge aranmaz.
(2) İthal edilen, üretilen veya dağıtımı yapılan GDO lu gıda veya yemin çevre, insan veya hayvan sağlığı açısından olumsuzluğu tespit edildiğinde, gıda veya yem işletmecisi sağlığı ve çevreyi korumak amacıyla gerekli tedbirleri almak, Bakanlığı, diğer ilgili mercileri ve tüketicileri acilen bilgilendirmek ve söz konusu gıda veya yemi, piyasadan geri çekmek zorundadır.
(3) GDO lu ürünlerin, bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasaktır.
(4) İnsan ve hayvan tedavisinde kullanılan antibiyotiklere karşı direnç genleri içeren GDO ve ürünlerinin ithalatı ve piyasaya sunulması yasaktır.
(5) Bakanlık, GDO lu gıda ve yemlerin ithalat ve ihracat kapılarıyla ilgili gerektiğinde düzenleme yapabilir.
(6) Gıda veya yem, GDO lardan biri ya da birkaçını toplamda en az % 0,9 oranında içeriyor ise, GDO lu olarak kabul edilir.
(7) Gıda veya yemin % 0,5 ten fazla izin verilmeyen GDO içermesi halinde ithalatına, işlenmesine, nakline, dağıtımına ve satışına izin verilmez.
(8) GDO suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz.
(9) Bu Yönetmelikte yer almayan hususlarda Bakanlık her türlü düzenlemeyi yapmaya ve tedbiri almaya yetkilidir.
İzin koşulları
MADDE 6 – (1) Her bir GDO için, bilimsel esaslara göre değiştirilmiş gen ya da genler esas alınarak bir defaya mahsus olmak üzere Komiteler tarafından risk değerlendirmesi yapılır.
(2) Her bir risk değerlendirmesinin sonucuna göre GDO lu gıda veya yemin çevre, insan veya hayvan sağlığı ile diğer inceleme konularında herhangi bir olumsuzluğun tespit edilmediğine dair bir karar belgesi hazırlanır. Karar belgesi en az aşağıdaki hususları içerir:
a) İznin geçerlilik süresi,
b) GDO ve ürünlerinin ithalatı için uygulanacak kural ve işlemler,
c) Kullanım amacı ve kısıtlamalar,
ç) Risk yönetimi, piyasa denetimi ve gerektiğinde aşamalı üretim planlaması,
d) İzleme ve izlenebilirlik koşulları,
e) Belgeleme ve etiketleme koşulları,
f) Ambalajlama, taşıma, muhafaza ve nakil kuralları,
g) İşleme ile atık ve artık arıtım ve imha koşulları,
ğ) Güvenlik ve acil durum tedbirleri,
h) Kullanım ile ilgili yıllık raporlama koşulları,
ı) Devir ve/veya kullandırmaya ilişkin koşulları,
i) Tedarik ve amaca göre kullanım ve işleme koşulları.
(3) Bakanlık onaydan önce, GDO ile ilgili Komite kararını kamuoyunun görüşlerine açabilir.
(4) Komitenin kararı, Bakanlık onayından sonra yürürlüğe girer.
(5) Bakanlık, izin verilen GDO ve diğer GDO larla ilgili bilgileri Bakanlık internet sitesinde yayımlar.
(6) İzin verilen GDO ve ürünlerinin kayıt altına alınması ve ürünün her aşamada takibinin sağlanması amacıyla, GDO ve ürünlerini ithal edenler, işleyenler ve piyasaya sunanlar Bakanlığa beyanda bulunmak, GDO ve ürünlerini GDO içerdiğine dair belgeler eşliğinde nakletmek, taşımak ve etiketleme kurallarını uygulamakla yükümlüdür.
(7) İzin, karar belgesinde belirtilen koşulların ihlali veya olası zarar ve risklerle ilgili yeni bilimsel bilgilerin edinilmesi, kullanım sonucunda olumsuz sonuçların ortaya çıkması durumunda, Bakanlıkça iptal edilir. İzni iptal edilen GDO ve ürünleri toplatılır ve imha edilir.
(8) Karar belgesinde belirtilen hususlara uyulmaması hâlinde izin iptal edilir. İznin iptal gerekçesine göre idari yaptırımlar uygulanır.
(9) GDO lu ürünler, izin verilen amaçlar dışında kullanılamaz.
(10) Gen sahibi, GDO ve ürünleriyle ilgili olarak yeni bir risk ya da risk şüphesini öğrendiği takdirde durumu derhal Bakanlığa rapor etmek ve tedbir almakla yükümlüdür.
(11) Gen sahibi, aldığı izne konu olan GDO ve ürünlerinin satışı ve dağıtımı sırasında taşıma, depolama, işleme ve ambalajlama gibi işlemlere ilişkin güvenlik kuralları ve tedbirler hakkında alıcıları bilgilendirmekle yükümlüdür.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Komite, Başvuru ve Çalışma Grupları
Komite
MADDE 7 – (1) Bakanlık tarafından GDO ile ilgili bilimsel ve teknik verileri araştıracak, yorumlayacak ve görüş oluşturacak, görev süreleri iki yıl olan uzmanlar listesi teşkil edilir. Uzmanlar listesi, Bakanlık TAGEM, TÜGEM, KKGM birimlerinden temsilciler ile üniversiteler, TÜBİTAK ve araştırma enstitülerinde görevli konu ile ilgili uzman veya öğretim üyelerinden oluşur. Uzmanlar listesinden Bakanlık tarafından belirlenecek on bir üyeden oluşacak bir komite her bir başvuru için ayrıca oluşturulur.
(2) Komitenin sekretaryası TAGEM tarafından yürütülür. Komite TAGEM in daveti üzerine toplanır.
(3) Komite en az dokuz üye ile toplanır. Komite her başvuru için bir başkan seçer. Kararlar üye tam sayısının salt çoğunluğu ile alınır. Lehte ve aleyhteki kararların gerekçeleri sahipleri tarafından yazılıp imzalanarak, karar ekinde yer almak üzere başkana teslim edilir.
(4) Komite, başvuruları toplantının ilk gününden başlamak üzere doksan gün içinde karara bağlamak zorundadır. Ek bilgi ve belge istendiğinde bu süre durdurulur. Komite tarafından ek bilgi ve belgenin talep edilmesi durumunda ek bilgi ve belgenin en fazla otuz gün içerisinde tamamlanması zorunludur.
(5) Komitenin başvuruyu reddetmesi durumunda aynı ürün için ret tarihinden itibaren bir yıl dolmadan ve yeni bilimsel veri ve bulgular sunulmadan yeniden başvuru yapılamaz.
(6) Komiteye sunulan bilgilerin üçüncü şahıslarla veya kamuoyuyla paylaşılması, başvuru sahibinin talebi dikkate alınarak Komitenin iznine tabidir.
(7) Komite, her türlü iş ve işlemlerinde Bakanlığa karşı sorumludur.
Komitenin görev ve yetkileri
MADDE 8 – (1) Komitenin görev, yetki ve yükümlülükleri aşağıda belirtilmiştir:
a) Yapılan başvurularla ilgili değerlendirmeler yapmak, hazırlanan raporu Bakanlığa sunmak,
b) Yapılan bir başvuru ile ilgili olarak işlem sürecinde Bakanlık izni olmadan herhangi bir açıklama yapmamak, bilgi ve belge vermemek,
c) İhtiyaç duyması hâlinde uzmanlar listesinden danışma amacıyla uzmanlardan bir veya birkaçını, en çok iki defa olmak kaydıyla toplantılara davet etmek.
Başvuru
MADDE 9 – (1) GDO lu ürünün Komite tarafından ilk değerlendirilmesinin yapılması amacıyla gen sahibi, aşağıdaki bilgi ve belgelerle Bakanlığa başvuruda bulunmak zorundadır.
a) GDO nun yapısında değişikliğe neden olan gen veya genlerle ilgili bilgi ve belgeler,
b) GDO nun tespitinde kullanılacak yöntem ve referans materyal ile tespit için yapılacak iş ve işlemleri kolaylaştıracak her türlü bilgi, belge ve destekleyici doküman,
c) Ayırıcı kimlik bilgileri,
ç) GDO ile ilgili risk değerlendirmeye esas bilgi ve bilimsel çalışma sonuçları,
d) Kullanım amacı ve kısıtlamalarla ilgili talep ve bu talebi destekleyen bilgi ve belgeler,
e) Kullanım ve üretim koşullarını açıklayan bilgi ve belgeler,
f) Risk yönetimi, otokontrol ve üretim planlaması ile ilgili bilgi ve belgeler,
g) İzleme ve izlenebilirlik koşullarının nasıl olacağını açıklayıcı bilgi ve belgeler,
ğ) İşleme sonucu atık ve artıkların arıtım ve imha koşullarını açıklayıcı bilgi ve belgeler,
h) Güvenlik ve acil durum tedbir planı ve uygulamaları ile ilgili açıklayıcı bilgi ve belgeler,
ı) Devir veya kullandırmaya müsaade edilip edilmeyeceği, müsaade edilmesi durumunda uyulması öngörülen şartlar,
i) Başvuru yapılan GDO lu gıda veya yemin taşıma, muhafaza ve nakil koşulları,
j) Başvuru yapılan gen veya genlerin, geliştirilmiş oldukları ülkede başvuru yılından en az üç yıl öncesinde tescil edildiğini, piyasada satışının serbest olduğunu gösterir bilgi ve yetkili mercilerden alınmış onaylı belgeler,
k) Çeşidin başta tescil edildiği ülke olmak üzere ilgili mevzuatın uygulanmakta olduğu ülkelerde de ticari olarak üretildiğini gösterir bilgi ve yetkili mercilerden alınmış onaylı belgeler,
l) Türkiye flora ve faunası için potansiyel bir tehlike oluşturmasını engellemek üzere GDO nun Türkiye’de yakın akraba ve yabanileri olan türlere ait olmadığını gösterir bilgi ve belgeler.
(2) Komite, gerek gördüğü durumlarda ek bilgi ve belgeler de isteyebilir.
(3) Komite tarafından istenilen belge ve bilgilerin süresi içinde temin edilmemesi durumunda başvuru reddedilir.
(4) Yapılan bir başvurunun sonucu diğer başvurular için emsal teşkil etmez. Yapılan bir başvuruya verilen izin başvurulan ve takip eden ithalatlar için geçerlidir. Ancak, ithalatın gerçekleştirilebilmesi için ilgili diğer mevzuat hükümlerinin de yerine getirilmesi zorunludur.
Çalışma grupları
MADDE 10 – (1) Aşağıdaki konularda çalışma yapmak üzere; uzmanlar listesinden oluşan, üye sayısı ve çalışma süresi TAGEM tarafından belirlenen çalışma grupları kurulabilir:
a) Uluslararası gelişmeleri izleyerek ülkenin GDO ve ürünleriyle ilgili politika ve stratejileri için önerilerde bulunmak,
b) Hassas tüketici grupları için GDO ve ürünleriyle ilgili değerlendirmeler yaparak tavsiyelerde bulunmak,
c) Uluslararası kullanımda bulunan GDO ve ürünleriyle ilgili değerlendirmeler yaparak Bakanlığa önerilerde bulunmak,
ç) GDO çalışması yapılmış ve üretime sunulmuş riskli ürünleri belirleyerek ilgili kurumları bilgilendirmek,
d) Biyogüvenlikle ilgili yakın, orta ve uzun vadeli risk senaryoları hazırlamak ve bunlarla ilgili çözüm önerileri sunmak,
e) Ülke ihtiyaçları dikkate alınarak, özellikle acil durum tedbirleri ile ilgili önerilerde bulunmak.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
GDO lu Ürünlerin İthalatı, İşlenmesi ve Depolanması, İhracatı, Etiketlenmesi,
İzleme ve İzlenebilirlik, Denetim ve Kontrolü
İthalat
MADDE 11 – (1) Komite tarafından değerlendirilmesi yapılarak Karar belgesinde ithalatı uygun görülmüş GDO ve ürünlerinin ithalatında aşağıdaki hususlar dikkate alınır:
a) GDO ve ürünlerinin üretildiği ülkenin yetkili otoritesinden parti numarası, miktarı ve GDO çeşidini belirten belge aranır.
b) Ürünün üretildiği ülke dışında başka bir ülkeden yüklenmesi durumunda üretici ülkenin vermiş olduğu belgeyle beraber yüklendiği ülkenin yetkili otoritesince düzenlenmiş, parti numarası, miktarı ve GDO çeşidini belirten belge aranır.
c) Bakanlık, kontrol ve denetim amaçlı analizler yapabilir.
ç) Yapılacak analizlerin sıklığı, risk esasına göre Bakanlıkça belirlenir.
(2) GDO riski taşıyan ancak, GDO suz ürün olduğu taahhüt edilen ürünlerin ithalatında aşağıdaki esaslar uygulanır:
a) İthalatta, GDO riski taşıması nedeniyle analize tabi tutulacak ürünler ve bunların sıklıkları Bakanlık onayı ile belirlenir. Gerektiğinde yine Bakanlık onayı ile güncellenir.
b) Belirlenen analiz sıklıklarına göre ürünlerin analizi yaptırılır. Analiz sonucunun uygun olması durumunda söz konusu ürünlerin ülkeye girişine izin verilir.
c) Yapılan analiz sonucunda GDO lu olduğu tespit edilen ürünün ülkeye girişine izin verilmez. Söz konusu ithalatçı ve ihracatçı firma ve ülke risk listesine alınır.
(3) Tespit ve kontrol işlemleri için istenecek her türlü analiz yöntemi ve analizlerde kullanılan özel ürünler de dâhil, bilgi, belge, ürün ve malzemeyi temin etmekle ithalatçı yükümlüdür.
GDO lu ürünlerin işlenmesi ve depolanması
MADDE 12 – (1) İthal edilen GDO ve ürünlerinin gıda veya yem maddelerinin üretiminde kullanılabilmesi için bu ürünlerin izin, ruhsat ve tescil başvurularında gıda veya yem işletmecisi, gıda veya yem mevzuatında belirtilenlere ilave olarak aşağıda belirtilen şartları sağlamak zorundadır:
a) Hammadde olarak kullanmak üzere temin ettiği GDO ve ürünleri ile ilgili aşağıdaki bilgi ve belgeleri bir ay içerisinde Bakanlığa vermek;
1) Ürünü kimden, ne miktarda temin ettiği ile ilgili bilgiler,
2) Bu ürünlerin ne amaçla kullanılacağı,
3) Etiket ve/veya GDO ve ürünlerinin beraberinde taşınması zorunlu belgelerin sureti.
b) GDO suz gıda veya yem, GDO lu gıda veya yemin işlendiği hattan farklı bir hatta üretilmeli ve depolanmalıdır. Aynı üretim hattının kullanılması durumunda, üretim hattında gerekli temizliği yapmak,
c) İşleme sonrası risklerin öngörülmesi hâlinde acil tedbir planları, muhafaza ve nakil koşullarıyla ilgili ek tedbirleri Bakanlığa bildirmek,
ç) Atık ve artıkların güvenli arıtım ve imha koşullarını belirleyerek Bakanlığa bildirmek.
GDO lu ürünlerin ihracatı
MADDE 13 – (1) İhracatta alıcı ülkenin talebi doğrultusunda işlem yapılır. Alıcı ülkenin GDO ile ilgili talebinin olmaması durumunda genel ihracat mevzuatına göre işlemler gerçekleştirilir.
Gıdaların etiketlenmesi
MADDE 14 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerine göre izin verilen GDO lu gıdaların % 0,9 un üzerinde GDO içermesi hâlinde, 16/11/1997 tarihli ve 23172 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinde yer alan gerekliliklere ilave olarak aşağıdaki hususlar çerçevesinde etiketlenmeleri zorunludur.
a) GDO lu gıdanın tek bileşenden oluşması durumunda “genetik olarak değiştirilmiştir” veya ürün ismi ya da hammaddenin ismi “genetik olarak değiştirilmiş ...........’den üretilmiştir” ifadesi ile birlikte etiket üzerinde yer almak zorundadır.
b) GDO lu gıdanın birden fazla bileşen ihtiva etmesi durumunda, ürün ismi ya da bileşen ismi, “genetik olarak değiştirilmiş ..........” veya “genetik olarak değiştirilmiş ….......’den üretilmiştir” ifadeleri ile birlikte bileşen listesinde söz konusu bileşenden hemen sonra gelecek şekilde parantez içerisinde yer almak zorunda olup, parantez içindeki ifade diğer bileşenlerle aynı karakter büyüklüğünde olmalıdır.
c) GDO lu dökme gıdaların beraberinde, etiket bilgilerini içeren belge bulundurulmak zorundadır.
ç) Yukarıda belirtilen etiketleme gerekliliklerinin yanı sıra, GDO lu gıdaların GDO suz eşdeğer ürünlerden; bileşimi, beslenme etkileri veya beslenme değeri, kullanım amacı açısından farklılık gösterdiği durumlarda, bu hususlar etiket üzerinde belirtilmelidir. Besin bileşeninde farklılık gösteren GDO lu gıdalarda, beslenme etiketlemesi yapılması zorunludur.
d) GDO lu gıdaların GDO suz eşdeğer ürünlerden farklı olması durumunda, tüketilmesi sonucunda sağlık riski oluşturabilecek tüketici gruplarına ait uyarıların etiket üzerinde belirtilmesi zorunludur.
e) GDO kullanılarak elde edilen gıdanın GDO suz eşdeğerinin olmaması durumunda, söz konusu ürünün doğası ve özelliklerine ait bilgilerin Türk Gıda Kodeksinde belirtilen hükümlere uygun olarak etiket üzerinde belirtilmesi zorunludur.
Yemlerin etiketlenmesi
MADDE 15 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerine göre, yem veya yemlik madde olarak kullanımına izin verilen GDO lu yemlerin % 0,9 un üzerinde GDO içermesi hâlinde, yem mevzuatında yer alan etiket gerekliliklerine ilave olarak aşağıdaki şekilde etiketlenmesi zorunludur.
a) GDO lu yemin özel adının yanında parantez içinde “genetik olarak değiştirilmiş ………” ifadesi bulunmalıdır. Bu ifade yem bileşen listesi altında dip not olarak da yer alabilir. Bu durumda yazı karakter büyüklüğünün listede belirtilen ürünlerin karakter büyüklüğünden az olmaması gerekir.
b) GDO dan elde edilen yemin adının yanında parantez içinde “genetik olarak değiştirilmiş ………’den elde edilmiştir” ifadesi yer almalıdır. Bu ifade yem bileşen listesi altında dip not olarak da yer alabilir. Bu durumda yazı karakter büyüklüğünün listede belirtilen ürünlerin karakter büyüklüğünden az olmaması gerekir.
c) GDO lu dökme yemlerin beraberinde, etiket bilgilerini içeren belge bulundurulmak zorundadır.
ç) GDO lu yemin GDO suz eşdeğerinden farklı olması hâlinde bileşiminin, besleme özelliklerinin, kullanım amacının, belirli hayvan türü ya da kategorisi için yapılan sağlık beyanlarının etiket üzerinde bulundurulması zorunludur.
d) GDO lu yemin GDO suz eşdeğeri yok ise, o yemin yapısı ve karakteristikleri ile ilgili uygun bilgilerin etiket üzerinde bulundurulması zorunludur.
İzleme ve izlenebilirlik
MADDE 16 – (1) GDO ve ürünlerini ithal veya ihraç eden, işleyen, depolayan, dağıtan ve tüketime sunanlar, son tüketiciye ulaşıncaya kadar olan süreçte gerekli kayıtları tutmak ve izlenebilirliği sağlamak, ayırıcı kimlik numarası ile ilgili tüm bilgi ve belgeleri ürün ile birlikte bulundurmak zorundadır.
(2) GDO ve ürünlerini ithal veya ihraç eden, işleyen, depolayan, dağıtan ve tüketime sunanların, ürünlerle ilgili bilgi ve belgeleri yirmi yıl saklaması ve bu belgelerle ilgili bir kayıt sistemine sahip olması zorunludur.
(3) GDO ve ürünleri ile ilgili olarak karar belgesinde belirtilen koşullara uyulup uyulmadığı Bakanlık tarafından görevlendirilen birimler tarafından izlenir. Şikâyet durumunda Bakanlık tarafından görevlendirilen birimler bu Yönetmelik hükümleri ile birlikte ilgili mevzuata göre işlem yapar.
Denetim ve kontrol
MADDE 17 – (1) GDO ve ürünlerinin denetim ve kontrolleri bu Yönetmelik hükümleri ile birlikte ilgili mevzuata göre yapılır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Numune alma ve analiz
MADDE 18 – (1) GDO lu gıda ve yemin numune alma ve laboratuvar analizleri ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir.
İdari Yaptırımlar
MADDE 19 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında;
a) 4703 sayılı Kanunun 11 inci ve 12 nci maddeleri,
b) 5179 sayılı Kanunun 29 uncu maddesi,
c) 1734 sayılı Kanunun 12 nci, 13 üncü, 14 üncü maddeleri
uyarınca işlem tesis edilir.
Yürürlük
MADDE 20 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 21 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Tarım ve Köyişleri Bakanı yürütür.

18 Ekim 2009 Pazar

BİLMEDİĞİM BİRŞEY VAR AMA NE???

Annemin kedisi istavrite bayılır.Galata köprüsünden geçerken onca yıldır balık tutanları keyifle izlerim ama bir kere bile onlardan balık almadığımı farkettim.Hazır vapura binmeden oltacılardan bir kilo kadar alıp beyfendiye lezzetli bir sürpriz yapma niyetindeyim.Tam yemek vakti,bizimki belli her zamanki gibi çok aç.İstavritleri hemen önüne koyuyorum,iki koklayıp adeta bana bozuk atarcasına kös kös yastığına geri uzanıyor.Sunduğum balıklar o kadar taze olmalarına rağmen reddediliyorlar.Annem nerden aldığımı öğrenince kahkahayı patlatıveriyor:
''Ah benim güzel kızım,sen o zehir deposu şeylere balık mı diyorsun!Bak kedi bile biliyor,sen nasıl bilmezsin.Yarın bizim balıkçıdan alıveririz canını sıkma.''

Kaliforniya'da bir arkadaşımın zeytin ve portakal ağaçları dolu bahçesinde,sincapların telaşlı koşturmacalarını izliyorum keyifle.Portakal ve cevizleri katur kutur yiyiyorlar.İçimden onları elimle beslemek geliyor.Bir koşu mutfaktan harika görünen kocaman bir şeftaliyi kapıp geliyorum ama yüzveren yok!Arkadaşım bir bana bir de elimde kalan şeftaliye bakıp açıklıyor:
''Açlıktan ölseler de hayatta onu yemez bu sincaplar.Ben de çok denedim ama nafile.Bunları köşedeki büyük marketten almıştım.Yarın organiklerinin satıldığı çiftçi pazarından alalım bak nasıl da bayıla bayıla yiyiyorlar!''

Uzun süredir evde yoktum.Balkona ektiğim pembe domateslerimin saksılarından bir tabur karınca,mutfak tezgahının üzerinde tek sıra gezintiye çıkmışlar!Mutfak tamtakır,bari şunlara biraz ekmek vereyim diyorum.Bakkaldan alınma bembeyaz ekmeği minik parçalar halinde tezgahın üzerine bırakıp bavul boşaltmak için yarım saatliğine ayrılıyorum.Geri döndüğümde manzara enteresan!Bırakın bir kırıntı dahi yemeyi,yollarını uzatma pahasına ekmeğin etrafından dolanarak ters yöne doğru rap rap ilerliyorlar!Kendi kendime soruyorum:
''Bu minicik karıncaların bilip te benim bilmediğim birşey mi var acaba?''

O zamanlar yeni yetmeyim,babaanneme için için kızıyorum.Şu yeni açılan gösterişli marketten alışveriş etmek yerine eski külüstür manavdan alışveriş ediyor diye.Ne o efendim adam birçok şeyi köyünden tazecik getiriyormuş!Bir gün elmadan kurt çıkıveriyor.Babaanneme bak gördün mü bu yamuk yumuk elmalar hem kurtlu,hem de hemen çürüyorlar,ben hayatta yemem bunlardan deyince bir bana bir de elmaya bakıyor ve her zamanki bilgeliği ile bana o zamanlar anlayamadığım güzel bir ders veriyor.'
''Minnacık kurt kadar da mı aklın yok ki bu elmanın değerini bilmiyorsun?Senin raf güzeli elmayı yemeyecek kadar akıllı bu kurt.Sen de hep aklını kullan evladım.Süse püse sakın aldanma.''

Yıllar geçiyor ve yediklerimi sorgulamaya başladıkça bilmediğim yada yanlış bildiğim ne kadar çok şey olduğunun ayrımına varıyorum.Zamansızlık bahanesi ile market rafları arasında yiyecek değil paket satın alma telaşım bir anda ne kadar anlamsız görünüyor gözlerime.İyi ,temiz ve adil gıda kavramını yaşam biçimi haline getirirken toplumda nasıl da küçücük bir azınlığın parçası olduğumu dehşetle görüp soruyorum kendime,başarabilecek miyiz,hala bir ümit var mı???

Hava grinin en koyu tonunda,yağmur bulutları her iki omuzumun üstüne çökmüş bastırıp duruyor toprağa doğru.Başım öne eğik boğazın karanlık sularına bakıyorum,anaforlar kopkoyu derinliklerde...Kokular bile siyahın ve lacivertin en koyusunda.Başımı kaldırmak istiyorum ama bulutlar ah o karanlık...
Minicik bir burun,birdenbire sapsarı güllerin içine dalıveriyor,keyifle kıkırdayarak.Sapsarı bayramlık fırfırlı elbisesiyle dünyalar güzeli bir kız çocuğu.Tarlabaşı yokuşundan canım sıkkın,aşağıya doğru yürürken,onun mutluluğu bir anda bana da bulaşıveriyor.Annesi,sakın bir daha elimi bırakma diye sıkı sıkı tembihlerken,o çoktan kırmızı güllerin arasında kocaman gözleri zevkten tek çizgi olmuş,hoplayıp zıplıyor bile.Satıcı kadın hemen kendi gözdesi mavi bir gülü uzatıveriyor en fazla altı yaşındaki minik kıza.Ufaklık şöyle bir bakıyor ona uzatılan nesneye ve biraz da hayal kırıklığıyla kadına fırçayı basıyor:
''O gül bozuk,İSTEMEM,rengine baksana!Ben sarı,şöyle güzel kokanlarından isterim!Gerçek gül yani!!!''

Başımı hafifçe kaldırdığımda sapsarı güneş bana gülümsüyor,ben de ona...

Sevgiyle kalın...
Yeşim Güriş

8 Ekim 2009 Perşembe

DOĞA İÇİN ÇAL

İstedim ki sizin de yüzünüz gülsün,içiniz sıcacık sevgiyle,umutla dolsun,şu bağlantısını verdiğim şarkıyı dinler dinlemez :)

Ağaçlar.net (http://www.agaclar.net/ ) severek izlediğim,bilimsel birçok veriye kolayca ulaştığım bir site.Harika çalışmalarını CNN anlatmış:

Agaclar.net'ten Fırat Çavaş, doğdukları iller farklı, yaşadıkları mekanlar farklı, zevkleri, yaşama bakış açıları farklı 45 müzisyeni, varolan gerçekleri bir kez daha hatırlatmak için bir araya getirdi: "Doğa için çal!" adı verilen projeyle ortaya bakın nasıl bir sonuç çıktı...

http://vimeo.com/6902099

Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş...
Farkındalıklı bilinçlilik ''artık sesin sadece yakınlara değil,uzaklara da duyurulması gerekliliğinin'' altını çok keyifli bir biçimde çizivermiş bizler adına da...Ellerine sağlık emeği geçen herkese.Doğayı ve sağlığımızı tehdit eden herşeyle mücadele halindeyiz.GDO'lar,plastik poşetler,BPA,BT toksin,suların ticarileştirilmesi,Monsanto ve türevleri ne yazık ki çirkinlikler saymakla bitmiyor...

Güzel olan ise öğrenilmiş yalan GERÇEKLİĞİN farkına varmaya başladı...Ezber bozuluyor...

SİZ ONU UMURSAMAZ İSENİZ,DOĞA SİZİ HİÇ UMURSAMAZ...

Bu güzel çalışmayı herkesle paylaşalım mı dostlar?Sesin uzaklara varması,hoyrat ellerde perişan biricik dünyamızın tüm güzel dağlarında ovalarında yankılanması,katılaşmış yürekleri dahi bir nebze olsun yumuşatıp ılıtması,barışın güçlenmesi adına...

Sevgiyle kalın
Yeşim Güriş

29 Eylül 2009 Salı

EYLÜL DE BİTİYOR...
















Balkonda hamak keyfime bir yıl kadar ara verme zamanı gittikçe yaklaşıyor...Hava oldukça soğudu,battaniye olmadan rüzgar hafif hafif ısırmaya başladı bile.Güneş yine eğildi,yanpiri yanpiri balkonuma dokunuyor.
Bu sene domateslerim minik minik ama çok sağlıklı idiler.Toprağa kattığım demir tozları sayesinde çok güçlü fidelerim oldu.Kükürt ise sanki doping yaptı.Seneye mutlaka birkaç defa serpeceğim benim kızların tepelerine...
Bazı fidelerim çılgın gibi meyve verirken bazıları tek tük veya hiç vermedi.Her kopardığım pembişi tarihi ile not ediyorum bakalım toplamda kaç pembişim olacak?
En yukarıdaki çiçek resmi hiç domates tutmayan fidemden.Ortadaki yeşil kısmı biraz makasla kısaltacağım acaba ne değişecek?
Bu bayram en güzel şekeri pembişlerim ikram ettiler.Gülümsüyorum.
Sevgiyle kalın
Yeşim Güriş

16 Eylül 2009 Çarşamba

EYLÜL ORTASI PEMBELER
















Minicik bir tohumken böyle güçlü kocaman şeyler olabileceklerini hayal etmek bile ne denli zordu.Onca emeğe,telaşa ve uğraşa fazlası ile değiyor bu halleri.Balkonumda Amazon rüyası gibi bir mucize hediye etttiler bana benim tatlı pembelerim.Saksı ve balkon şartlarına rağmen tüm güçleri ile hayata sımsıkı tutunuyorlar.Bazıları iki metreyi aştı.Ben de gövdelerine S şekli verip uç sürgünlerin tavana değerek yıpranmalarına engel oldum.Dokuz fidemden şu anda 21'ini keyifle yediğim toplam 51 pembem var.Minik tulumbamdan akan suyun sesine yemyeşil gür yaprakları ve sevimli pembe meyveleri ile yaz boyu hamağımda bana eşlik ettiler.Hani insanları tanıdıkça hayvanları daha çok seviyorum sözü varya,kanımca bu tüm bitkiler için de geçerli....
Sevgiyle kalın
Yeşim Güriş

2 Eylül 2009 Çarşamba

AYVALIK ADALAR TEKNE GEZİSİ
















Ayvalık'ta hafta içi dalış yapma şansı ne yazık ki yok!Ben de resimde detay bilgilerini verdiğim tekne ile sadece kişi başı 15 lira gibi komik bir rakkama adalar turu yaptım!Deniz,alttan gelen akıntılarla yüzeye sürüklenen soğuk su tabakaları nedeni ile oldukça soğuktu ama bir o kadar da keyifli idi!Ailecek çalıştırdıkları teknede açık büfe nefis yemekler sunan aile inanılmaz lezzette papalinaları ile kalbimi hemen kazandı.Yemek yerken martıları beslemek ise ayrı bir cümbüş.Bir tanesi arkamda oturan İtalyanın uzattığı çataldan bile yedi!!!
Küçük motoru ve oğluyla koy koy dolaşıp ekmek parasını çıkarmaya çalışan ustanın kavunda sunduğu sakızlı dövme dondurması ise tam bir lezzet şöleni idi.Teknenin kalabalık olmaması ise ayrı bir avantaj.
Akşam 5 gibi güneşlenirken yanıma dek çay ve tabak dolusu kurabiye servisi ise,15 TL ödediğim için hiçbir beklentisi olmayan bendenizi iyice hayrete düşürdü...
Keyifli bir gezinin ardından Mehmet Ustanın o leziz kabak çiçeği dolmalarından yememek olmaz tabi!Ayvalık benim için Ege mezelerinin başkenti.Daha önceleri minicik bir esnaf lokantası olan diğer Mehmet usta,Yörük Mehmet ise Şehir Kulübünün hemen yanında deniz kenarında yepyeni kocaman bir yer açmış.Sokak arasında 5 TL olan dolma burada da sadece 6 TL olarak sunuluyor!
Ayvalığa harika bir gün batımında veda edip daracık ara sokaklardan,ana yola çıkma vakti geldi yine.
Sevgiyle kalın
Yeşim Güriş




AYVALIK KÖYLÜ PAZARI PERŞEMBE GÜNÜ

















Sabah erkenden yollara düştüm,Ayvalık köylü pazarı yine pembelerle dolu.Pembe kurusu bile yapmışlar...Berekete maşallah deyip biraz resim ve alışverişten sonra gürültülü müzik çalmayıp sakin bir tur sözü veren bir tekneye atlamak sıcak bir yaz günü yapılacak hoş aktivitelerden biri.Tabi Şeytan sofrası veya Cunda adasına daha önce defalarca gitti iseniz.
Göcek koylarında mavi turda iken günlük gezi tekneleri teröründen o kadar muzdarip oluyorum ki her seferinde,benim için bugün bir milad!Sözlerini tutacaklar mı bakalım!Olmadı yüze yüze Ayvalığa dönerim!
Sevgiyle kalın
Yeşim Güriş



AYVACIK PAZAR RESİMLERİNE DEVAM!





















Elimden uzun yemyeşil bamyalar,ampül şekilli sarı veya kırmızı domatesler,kilosu 6 liradan taze antep fıstığı,yer gök kara incir bal bal....
Dayanamayıp aldığım tazecik koparılmış kabak çiçelerini,otelimizin maharetli ahçısı dereotlu nefis bir bulamaçta o kadar leziz kızarttı ki reklamdaki gibi sofradan kanatlanıp uçarak odama gittim :)
Ayvalık'ta çiçeklerin dolmasının hasını yiyeceğim için mutlu mutlu gülümsüyorum.
Sevgiyle kalın
Yeşim Güriş




AYVACIK PAZARINDA SALI GÜNÜ PEMBELER






















Serince rüzgarlı bir salı sabahında rengarenk bir pazar,harika insanlar ve tabi ki heryer pespembe...
En güzellerini seçip plajda ısıra ısıra yeme keyfi adına hemen satın aldım.Kilosu 1 lira!Bu yaz 6 lira bile verdim oysaki istanbul'da pembe aşkına!Salçalık domatesler ise kilosu 25 kuruştan bile daha ucuz!!!Köylülerin bumburuşuk nasırlı elleri ve çalışkan yürekleri ise hiçbirşeyle ölçülemeyecek denli temiz ve eşsiz...
Ayvacık köylü pazarında aldığım keyif hala gülümsememe neden!17 kmlik geniş otobanvari yol yerine eski taş evlerin olduğu köylerden,virajlı daracık asfalttan Ayvacığa tırmanırken manzara nefes kesici.Bu bir saatlik yol üzerinde her yerden fışkıran sular ve bu bereketin nedenlerini sorgulamadan sevinçle kabulleniş ve şükrediş
Sevgiyle kalın
Yeşim Güriş


ASSOS KADIRGA OTEL






















Biraz denizim geldi!
Sabah 7 feribotu ile Bandırma'ya ordan da Susurluk Balıkesir Edremit üzerinden doğruca Assos Kadırga koyuna!Saat 2'de daha önce de kaldığım ve çok sevdiğim ''Bayram'ın yeri Assos Kadırga Otele '' coktan varmış,odama yerleşmiş ve öğle yemeğine oturmuştum bile!Ahçı sağolsun ahtapot salatayı döktürmüştü yine!
Olurda bir ara yolunuz Assos'a düşerse ailecek kalınacak tertemiz,hesaplı ve de candan,güzel bir yer.Rahatlıkla tavsiye edebilirim.Kişi başı 5o lira ve yarım pansiyon!Akşam yemekleri bol ve çok lezzetli.Kadırga koyu ise muhteşem.Minik çakıllar hiçbir yerinize yapışmıyor.Deniz pırıl pırıl,zaten koy mavi bayraklı.Sabah erkenden sahil boyu yürüyüş yapıp ter atmak,ardından pembe domatesli,hakiki Ezine,peynirli köy yumurtalı sıkı bir kahvaltı.Salı günleri 17 km ötedeki Ayvacık köylü pazarı,perşembe 1,5 saat ötedeki Ayvalık köylü pazarı,hemen 10 dakika mesafede Assos köyü ve ören yeri,illaki sakızlı dondurma :)))Bu arada Assos'a inmişken berrrak sularında antik limanda yüzmeden olmaz.Sakın deniz gözlüğü ve maskenizi yanınızda götürmeyi unutmayın!Antik limandaki balıklarla yarenlik etmekten sıkılırsanız,hemen otelin önündeki yavru ahtopotla takılın.Biraz utangaç ama o da en az sizin onu merek ettiğiniz kadar sizi merak ediyor.Zaten siz üstte o dipte usul usul yüzerken minik gözleri ile çaktırmadan sizi inceliyor!Bu sene çok turist geldi dediğini duyar gibiyim!!!
Dışarısı 40 derece de olsa odanızın kalın taş duvarları,öğlenüstü için harika bir kaçış!Odalar lüks değil ama çok rahat,herşey olması gerekiği kadar.Üst kat sonradan ekleme.Sıcak olabilir.Sanırım alt kattaki yenilenmiş odalarda kalmak daha iyi.Seneye tüm odalarını yeniler inşallah Bayram Amca.Köpeği Es henüz dört aylık ve tam bir komedi!Benden yüz bulduğu için plajda türlü oyunlarla hem beni hem de etraftakileri çok güldürdü!Denize girmek için şezlongumdan kalktığım anda nerden görüyorsa hemen koşa koşa gelip bir güzel benim serin havluya gölgede 1.90 uzanıyor haspam!Sıkıysa kaldır!
Bebek ve küçük çocuklu aile oldukça çok olmasına rağmen sessizce kumsalda dinlenme fırsatını yakalamak ise mükemmeldi!Malum Ege kasabalarının gürültücü zevksiz kalabalığından uzak sakin bir kaç gün geçirmiş olabilmem Assos'a tekrar gitme nedenim olacak.Tabi bir de leziz pembeler!
Uzaktan uzağa dalga sesleri,binlerce yıldır zeytinlerin arasından esen tanıdık rüzgar ve hep denizden doğan güneş.Athena tapınağının görkemli gölgesi altında midemde bir zamanlar bir Romalının da yediği aynı balık,sonsuz lezzet.Göz kapaklarım binlerce yıllık görkemin verdiği huzurla ağırlaşıp kapanmakta.Zamanın buğusu üzerime usulca örtüldü bile...İyi Assoslar
Sevgiyle kalın
Yeşim Güriş

31 Ağustos 2009 Pazartesi

UZUN İNCE PEMBECE




















Bu da pembe taklidi yapan uzun İğneada domatesi!Çekirdeklerini hemen aldım kuruttum tabi!

Ekşiye yakın lezzeti ve ince kabukları ile harika bir lezzet şöleni idi.

Sevgiyle kalın

Yeşim Güriş