25 Şubat 2013 Pazartesi

TUZ


Seni tuz kadar seviyorum dediğinde önce cezalandırılan sonra da değeri anlaşılan prenses acaba yüzyılların ötesinden mesajını bize doğru olarak ulaştırabildi mi dersiniz?
Hangi tuz,ne miktar da,hatta günün hangi saatinde tüketilirse vucuda çok faydalı ya da aksine çok zararlı olur?Böyle geldik gidiyoruz e ne yapalım yani diyenlerden olmayanlar beri gelsin...Soru sorabilmek,konuyu kurcalayabilmek için önce bilgi sahibi olalım beraberce :)
Tuzun sadece bir yüzyıl öncesine kadar çağlar boyu,günümüzün petrol savaşlarından bile daha çok savaşlara ve daha fazla güç adına meydan okumalara neden olduğunu öğrendikten sonra,minnacık bir tuz zerresinin önünde şaşkınlık içerisinde merakla soruları sormaya başlıyorum...
Sağlık bakanlığının tuzun zararlarını azaltabilmek için lokantalarda tuzlukları kaldırmaya başlaması hakkında bir senedir çıkan haberler malumunuz ...
http://www.haberturk.com/saglik/haber/525665-lokantalardaki-tuzluklar-kalkiy
Ne kadar yaşama geçirildi zamanla göreceğiz!
Günde 2 ile 5 gr.arasında miktarlar günlük tuz ihtiyacımızı karşılarken,dünya geneli bunun en az 3 katını kullanıyormuş.Çok az tuz tüketen biri olarak,ister dostların evinde ister dışarıda yediğim yemekler hep çok tuzlu gelir bana.Acaba Türkiye'de bu oran aslında kaç???
Bunca böbrek hastasının organ nakli için sıra beklediği bir ülkede en az GDO konusu kadar önemle üzerinde durulması gereken öncelikli bir konu TUZ...
Tuz gölünün hali malum,bazı fosseptik çukurları,bizim ana tuz kaynaklarımızdan biri olan bu zavallı gölden çok daha temizdir!Rafinasyon işlemi ayrıca sorgulanmalı...
Geriye rafine edilmemiş deniz tuzu ve kaya tuzu kalıyor.
Gittiğim her yerden farklı farklı tuzlar toplar getiririm evime.
Kapadokya'da kaya tuzu diye megafonla mahalle arasında dolaşan tuz kamyonunun önüne atlamışlığım da vardır,hava alanında polise bunlar sadece kaya tuzu,el bagajımda taşıyorum çünkü kırılmalarını istemedim diye laf anlatmaya çalışmam da!
Birgün bu güzel mağaramızı da gezmeyi çok istiyorum.
http://www.cankiriturizm.org/tuz-magarasi.ht
Tabi Polonya'da bulunan Unesco Tarih Mirası listesindeki tuz mağarasını da unutmamak lazım!
http://whc.unesco.org/en/list/32
Ülkemizde  birçok şekilde tuz üretilmekte
http://www.turkiyetuz.com
O kadar çok çeşit tuz var ki...
Bir de Gandhi'nin 1930'lardaki tuz yürüyüşünü de unutmamak lazım!
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=141068
Minnacık bir tuz zerresi ve yazılacak onca şey!Buzdolabınız bozulsa ne yaparsınız,nasıl saklarsınız yiyeceklerinizi bozulmadan ve sağlıklı yöntemlerle???

İlk yerleşim yerleri hep su kenarıdır,ardından tuz arayışı başlar.Yiyeceklerin bol olduğu dönemde bolca toplanıp tuz ile dayanıklılığının arttırılması,nesillerin yeterince beslenebilmesi için en önemli maddedir tuz.Haritaya bakın tuz olan hemen hemen her yerde asırlardır yerleşim vardır.Salzburg,Saltlake City veya Tuzköy hep aynı...

Tuz güç demektir.

Vucuttaki elektrolit dengesi bozulmaya görsün,sistemler tek tek kapamaya başlar kendini.Potasyum eksikliği ver elini böbrek yetmezliği ve müdahale edilemezse kalp durmasına kadar gidebilir...

Tuz basılan yara acır ama düzelir.Modern yaşamın ölüm bombaları aşırı tuzlu hazır yiyecekler en az eroin kadar tehlikeli ama büyüteç te dağıtsak bazıları hala kör.O da fazla tuz tüketmekten olmalı.Etiketleri okuyabilselerdi zaten hazır gıda adı altında ''tembel öldürenleri '' satın alıp,sürünmezlerdi.
Tabi Çin tuzu diye de adlandırılan MSG'a hiç girmeyelim bağımlılık yapar da çıkamayız...

MSG'nin zararları hala tartışıla dursun,kullanımı serbest!

Bu Tuz konusuna aslında yıllar önce bir kitabı okuduktan sonra merak sardım.Hani bir kitap okursunuz da hayatınız değişir ya!Mark Kurlansky öyle güzel anlatmışki"TUZ İNSANLIĞIN TUZLU TARİHİ" 
Tatlı bir konuya geçeyim hemen:)
Benim pembişlerin hemen hemen hepsi tohumlarından alelacele fırladılar bile.Ben onları şaşırtmadan onlar beni şaşırtılar yani :) Öyle mutluyum ki.Güzel güneşi de fırsat bilip balkonda etrafı da fazla batırmadan dün aldığım fide torbalarına yumuşacık toprağı doldurdum,tam 15 tane!yeni üyelerimizden başarısız olan olursa yedek fide verebilmek için biraz fazla fide yapmayı planlıyorum bu sezon.
Herkese kolay gele
Sevgiyle kalın
Yeşim Güriş





21 Şubat 2013 Perşembe

YAŞASIN İLK PEMBELER!

İnanamıyorum ama biraz önce ilk pembişlerin minik kuğu boyunlarını gördüm!Çok gururluyum neden mi?Üç farklı tohum çimlendirmiştim ve bu erkenciler benim balkonda yetişmiş torunlarımın torunları,eh ne kadar gururlansam azdır!Geçen sene yaşadığım hüsrana uğramamak ise hayallerimden biri :)
Sevgiyle kalın
Yeşim Güriş

20 Şubat 2013 Çarşamba

HAVAYA DÜŞEN İLK CEMRE




Merhaba pembesever dostlar
Biliyorum arayı açtım ama havaya düşen ilk cemre ile yine burdayım:)
Bir hafta önce tüm bitki dostlarıma yaptığım kış sonu bakımı ile balkon sezonumu da resmi olarak açtım.Dışarısı buz 5 derecelerde,rüzgar iyice donduruyor ama kim dinler!Yediveren limonumu ve yaseminimi saran koşniller hazır uykuda iken tam baskın zamanı.Özellikle yaz dönemi bol yapraklı zamanlarında arap sabunu yetmiyor.Hayatta kimyasal bir zehir de ben kullanmayacağıma göre iş başa  daha doğrusu donan parmaklarıma düştü!Çözüp yere yatırdığım o yapraksız narin dalları birer birer arap sabunu ile başladım temizlemeye.Zavallıcık gıkını bile çıkarmadan boylu boyunca uzanıp bu işkencenin bitmesini bekledi.Sonuç parmaklarımın donmasına değdi:)Elim değmişken limonu da arap sabunladım.Kendimi yavrusunun bitlerini ayıklayan bir goril gibi hissettim ya neyse!!!İnşallah ben bitlenmem!Şaka bir yana bu koşniller çok can sıkıcı ve mekanik temizlik arası uzarsa çok bezdirici olabiliyorlar.Tıpkı resimdekiler gibi.Bir de bu böceklerin akrabalarını E 120 veya karmin adıyla tamamen organik katkı maddesi diye bizlere yutturmaya çalışmıyorlar mı iyice canım sıkılıyor vesselam!Kolay kolay midem kalkmaz ama bu parazitler arap sabunu ile eldivenli parrmaklarımın altında çıtır çıtır ezilirken bir zamanlar yediğim çilekli yoğurtlar az kalsın kulaklarımdan fışkıracaktı,genç ve cahildim itiraf ediyorum hazır çilekli yoğurt yemiştim!Şimdi Haziranı bekliyorum minicik mis kokulu çilekleri sevgili Aysun'un şifalı sütünden yaptığım yoğurtla  buluşturabilmek için...
Böcek yemeyiz diye akıllanıp satın almadığımız için bazı firmalar mecbur antosiyonin kullanmaya başladılar.Tabi onun da bir aldatmacasını buldularsa günahları boyunlarına...Gıda endüstrisini yönlendirecek olan bizleriz ve ne kadar çok bilinçlenir ve sağlıklı besinler talep edersek o denli hastalıklardan uzak bir yaşama kavuşuruz.Çooook çalışmam lazım çooook...

http://eng.ege.edu.tr/~otles/foodwaste-fruit.tripod.com/id3.html

Evet ilk cemre bugün düştü,balkonum pırıl pırıl,parazitlerden arınmış 
vaziyette tüm heyecanı ile pembe domatesleri bekliyor.
Onlar ise tam 16 Şubatta toprakla buluştular.
Bir grubu balkonda diğerlerini de odada çimlendiriyorum.
Mart başına yakın bir grup daha çimlendireceğim.
Torunlarımın torunları toprakla buluşuyor.
Darısı tüm pembe sever dostların başına
Sevgiyle kalın
Yeşim Güriş