Birlikte yepyeni bir sezonu daha açıyoruz pembe dostlar...
Geçtiğimiz sezon domates açısından oldukça sevimsiz geçti.Tarlalara dadanan zararlılar,hele Güney Amerikalı güve ''Tuta Absoluta'' oldukça can yaktı.Tabi o aşırı sıcakları da unutmamak lazım! Biz balkondakiler dahi ucundan köşesinden nasibimizi aldık.Ama herşeye rağmen pembe kızlarıma geç te olsa kavuştum ve son fidemi hala çiçekleri varken Ocak ortası gibi mecburen söktüm.
Günah çıkartmam gerekirse haklısınız tembellik ettim ve blogumdan ayrı düştüm.Yazmadım,yazamadım.Sebepleri bende kalsın ama bu yıl öğrendiklerimi daha sık sizlerle paylaşmak niyetindeyim.
Özetle,başladım...
Dün yumuşacık toprağı yine ellerimle ufaladım.En ufak bir taş parçası dahi bırakmadan minicik pembe çekirdeklerime hakkettikleri en güzel ortamı hazırlamaya çalıştım.Koyu renkli mis kokulu toprak bir tüy kadar hafifleyip,benim pembe kızları özenle sarıp sarmayalayacak kıvama geldiğinde de,ufacık bir çay tabağındaki ılık suyun içinden,teker teker özenle mini bir kaşık yardımıyla alıp,bir yudumcuk su eşliğinde toprağa yan yana yatırdım güzellerimi.Tekrar bir kuştüyü yorganla örter gibi incecik bir tabaka şimdilik,onlar derin uykularından uyanana dek, üstlerine usulca serildi.
Utanmasam bir de ninni filan söyleyeceğim ama keratalar çok şanslılar çünkü ziyadesiyle bet sesimin farkındayım!Hayatımda bir kere,ilk ve son olarak,minik yeğenime ninni söylemeye yeltendiğimde''Teyze sus ta uyuyayım artık yav!'' cümlesi sanırım konu hakkında fazlası ile bilgilendiriyordur sizleri!
Koca Yunus 800 yıl kadar önce ne demiş:
İlim İlim bilmektir,
İlim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsin,
Bu nice okumaktır...
Ses dalgaları ile su molekülleri üzerinde deney yapan şu profesöre bir görünsem mi acaba :))
Bu sefer Kapadokya'dan aldığım sırlanmamış bir toprak güveci de çimlendirme kabı olarak kullanıyorum.Bakalım kızlar ne tepki verecekler???
Şu anda tam bir gündür,sevgili Aysun'un sütlerinden yoğurt ta uyuttuğum odada sıcacık sakin bir ortamda mışıl mışıl uyuyorlar.Dışarıda sert bir poyraz homurdana homurdana eserken,yarın kar yağacakmış,kimin umurunda...Bir horultudur gidiyor.Darısı herkesin başına!
Arada sırada spreyle su püskürterek onları gıdıklamayı düşünüyorum ki biran evvel o derin uykularından uyanıp minicik tatlı başlarını kaldırarak bana yine kucak açsınlar diye.
Öyle bir ağa düştük ki dostlar,böyle ağ DOSTLAR başına..
Yeni pembe sezonumuz hepimize hayırlı ola...Umarım hepimiz yeni yeni şeyler öğrenir ve bunu birbirimizle de paylaşırız.
Tanrıdan ''az bereketi'' diliyorum.
Sevgiyle kalın.
Yeşim Güriş
Geçtiğimiz sezon domates açısından oldukça sevimsiz geçti.Tarlalara dadanan zararlılar,hele Güney Amerikalı güve ''Tuta Absoluta'' oldukça can yaktı.Tabi o aşırı sıcakları da unutmamak lazım! Biz balkondakiler dahi ucundan köşesinden nasibimizi aldık.Ama herşeye rağmen pembe kızlarıma geç te olsa kavuştum ve son fidemi hala çiçekleri varken Ocak ortası gibi mecburen söktüm.
Günah çıkartmam gerekirse haklısınız tembellik ettim ve blogumdan ayrı düştüm.Yazmadım,yazamadım.Sebepleri bende kalsın ama bu yıl öğrendiklerimi daha sık sizlerle paylaşmak niyetindeyim.
Özetle,başladım...
Dün yumuşacık toprağı yine ellerimle ufaladım.En ufak bir taş parçası dahi bırakmadan minicik pembe çekirdeklerime hakkettikleri en güzel ortamı hazırlamaya çalıştım.Koyu renkli mis kokulu toprak bir tüy kadar hafifleyip,benim pembe kızları özenle sarıp sarmayalayacak kıvama geldiğinde de,ufacık bir çay tabağındaki ılık suyun içinden,teker teker özenle mini bir kaşık yardımıyla alıp,bir yudumcuk su eşliğinde toprağa yan yana yatırdım güzellerimi.Tekrar bir kuştüyü yorganla örter gibi incecik bir tabaka şimdilik,onlar derin uykularından uyanana dek, üstlerine usulca serildi.
Utanmasam bir de ninni filan söyleyeceğim ama keratalar çok şanslılar çünkü ziyadesiyle bet sesimin farkındayım!Hayatımda bir kere,ilk ve son olarak,minik yeğenime ninni söylemeye yeltendiğimde''Teyze sus ta uyuyayım artık yav!'' cümlesi sanırım konu hakkında fazlası ile bilgilendiriyordur sizleri!
Koca Yunus 800 yıl kadar önce ne demiş:
İlim İlim bilmektir,
İlim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsin,
Bu nice okumaktır...
Ses dalgaları ile su molekülleri üzerinde deney yapan şu profesöre bir görünsem mi acaba :))
Bu sefer Kapadokya'dan aldığım sırlanmamış bir toprak güveci de çimlendirme kabı olarak kullanıyorum.Bakalım kızlar ne tepki verecekler???
Şu anda tam bir gündür,sevgili Aysun'un sütlerinden yoğurt ta uyuttuğum odada sıcacık sakin bir ortamda mışıl mışıl uyuyorlar.Dışarıda sert bir poyraz homurdana homurdana eserken,yarın kar yağacakmış,kimin umurunda...Bir horultudur gidiyor.Darısı herkesin başına!
Arada sırada spreyle su püskürterek onları gıdıklamayı düşünüyorum ki biran evvel o derin uykularından uyanıp minicik tatlı başlarını kaldırarak bana yine kucak açsınlar diye.
Öyle bir ağa düştük ki dostlar,böyle ağ DOSTLAR başına..
Yeni pembe sezonumuz hepimize hayırlı ola...Umarım hepimiz yeni yeni şeyler öğrenir ve bunu birbirimizle de paylaşırız.
Tanrıdan ''az bereketi'' diliyorum.
Sevgiyle kalın.
Yeşim Güriş
vallahi uykumu getirdi anlattıkların, bir yorgan çekip horuldayasım geldi ama ne mümkün. vahşi kapitalist çarkın içinde gıcırdamakta kemiklerim !
YanıtlaSilbiz bu pembeleri çimlendirip dalışa gidelim buddy'im :)
bu profildeki resmim de görünürse eğer kasım'da siamil adasındaki son dalıştan. ah ahhh
Nalannnnn hain kedi,Siamil adasıymış!Biz şurda Heybeli'ye gidemiyoruz...Bu kara beni çok boğuyor,haklısın acil dalmak lazım.Nitrojenim geldi :)Şu bıcırlar bir uyansın <3
YanıtlaSil