3 Ağustos 2009 Pazartesi

KONYA MUZ VE OKSİMORON

Konya'nın kuraklığı ve step iklimi malum.Kar yağdı mı günlerce yağar.Sıcaklık sıfırın altına defalarca düşer...
Haberi okuyunca hele bir de bunun altından da Konya Şeker çıkınca paylaşmadan edemedim!Bu arada tebrikler nihayet holding olmayı da becermişler!http://www.haberturk.com/ekonomi/haber/162111-redirect.aspx
Canım Akdeniz'in bağrından mis kokulu Anamur muzlarını söküp atın yerine günü 5 Euro'ya bile satamadığınız ''all inclusive hotel'' adı altında beton canavarlarını dikin,şimdi de Konya'nın ayazında marifetmiş gibi Bodur Muz yetiştiriyoruz serada diye sırıtın!!! Haberi okur okumaz aklıma gelen onlarca şeyin arasından en kibarını sizlerle paylaşayım!Bizim Nasreddin Hocanın alacaklı yün fıkrası malumunuzdur....
Hoca pencereden sokağı seyr ederken uzun müddettir borcunu ödeyemediği alacaklısının karşıdan söktüğünü görüp haremine:
"Kuzum Hanım! Haydi, şu herife, sana söylediğim veçhile kapı arkasından cevab ver de belki bir uzun müddet ta'cîzinden kurtuluruz." demişse de yine duramayup ne konuştuklarını dinlemek üzere arkasından kendisi de gider.
Alacaklı kapıyı çalar. Kadın kapıyı aralık edüp arkasından ne istediğini sorar.
Alacaklı:
"Hanım! Zann ederim ki artık şimdiye kadar sesimden benim kim olduğum anlaşılmıştır. Bu yüzüncü gelişime sebeb de yine şu alacak mes'elesidir. Artık iş 'aybı da geçti. Sen onu bana çağır; bir iki çift sözüm var." diye katı katı söylemesine mukaabil kadın, kemâl-i rıfkla:
"Efendim! Efendi burada değil. Ma'mâfîh her ne söyleyecekseniz bana söyleyebilirsiniz. Şikâyetinizde de tamâmiyle haklısınız. Hattâ bugüne söz veren de bendenizim. Fakat ma'atte'essüf hazırlayamadık, amma yavaş yavaş tedârük etmeğe çalışacağız. Efendi, kapunun önüne bir sıra çalı dikecek. Köyün sürüleri dâ'imâ kapumuzun önünden geçer. Onlar süründükçe bir hayli yün hâsıl olur. Onları alup eğireceğiz, bükeceğiz, iplik yapup satacağız. Parasıyla da borcumuzu ödeyeceğiz. Biz kimseciklerin hakkını yemeyiz." diyince herif, parasının tahsîli kaabil olamayacağını anlamakla berâber şu sûret-i tesviyye hoşuna gitmiş olmalı ki ihtiyârsız gülmeğe başlamış.
Hoca, suratsız alacaklısının güler yüzünü görünce dayanamayup kadının arkasından başını uzatarak alacaklıya hitaben:
"Gidi köftehor! işini sağlam kazığa bağladın da şimdi keyfinden kis kis gülersin ha!..." demiştir.

Bedava Akdeniz güneşi varken seraları ısıtmak için harcanan enerjiye günah yahu.Konyalı çiftçiyi daha da fakirleştirme ve kanolaya mahkum etme stratejisinin bir basamağına daha şahit oluyoruz!O ithal ağaçların GDO'lu olma ihtimali ise tüylerimi diken diken ediyor!Son cümle ise bunun en güzel kanıtı.
''Çiftçinin akaryakıta bağımlılığını ortadan kaldırabilecek kanola konusundaki Ar-Ge projesinde de önemli mesafe aldığını belirten Konuk, “Çiftçimizi AB’ye entegre etmek ve alternatif ürünleri üreticiye sunmak için çalışıyoruz” dedi.''

Bu bir oksimoron değilse başka nedir siz söyleyin! Hürriyet haberi kısaca verirken Zaman ise bol detay döktürmüş...

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/12199652.asp?gid=229

GERÇEKTEN neyi araştırıyor ve geliştiriyor bazı Ar-Geci insanlar merak ediyorum!Kime hizmet ediyorlar?
Sevgiyle kalın.
Yeşim Güriş


http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=875970&title=konyada-muz-yetistirildi
Pankobirlik Genel Başkanı ve bünyesinde Konya Şeker Fabrikası, Çumra Şeker Fabrikası, Şeker Süt gibi kuruluşların yer aldığı Anadolu Birlik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir çiftçi kuruluşu olan Konya Şeker'in bugüne kadar yaptığı başarılı çalışmalarla Türk çiftçisinin gerçek gücünü ortaya koyduğunu vurguladı.
Konya Şeker'in elde ettiği başarıların ardından 2004 yılında, Türkiye'nin en modern ve en yüksek şeker üretim kapasitesine sahip Çumra Şeker Fabrikası ve Entegre Tesisleri'ni inşa ettiğini ifade eden Konuk, çiftçinin akaryakıta olan bağımlılığını tamamen ortadan kaldırabilecek kanola konusundaki Ar-Ge çalışmasıyla da önemli bir mesafe aldığını belirtti.
Türkiye'de ilk sıvı şekeri üretmeyi başaran Konya Şeker'in, ''torku'' markasıyla bir yandan şeker ve çikolata üretimine başlarken bir yandan da çiftçiyi AB'ye entegre etmek ve alternatif ürünleri üreticiye sunmak için çalışmalarını sürdürdüğünün altını çizen Konuk, şunları kaydetti:
''Çumra Şeker Fabrikasında, tam da kış döneminde çalışan fabrikada ürettiğimiz ve yeniden kullanabilmek için soğutmak zorunda olduğumuz yüksek ısıdaki suyu, entegre tesis içindeki seralara vererek, çok çeşitli ürünlerin Konya şartlarında denenmesi ve bu şartlara adapte edilmesi için çalışma yapıyoruz. Son derece gelişmiş laboratuvarlardaki kendi uzmanlarımızın yaptığı çalışmalar sonucunda, pek çok yeni ürünü Konya Ovası'ndaki çiftçiye sunmaya hazırlanıyoruz. Bunlardan biri de Konya Ovası'nda muz yetiştirme projesiydi. Fabrikalarımızın asıl sahibi ve ortağı olan çiftçimizin desteğini arkamıza alarak, bu projede beklediğimiz başarıyı bir yıllık çalışma sonunda elde ettik. Çumra Şeker Entegre Tesisleri seralarda bir ilki gerçekleştirerek, bodur muz üretimini başardık.''
-MUZ SALKIMLARININ BÜYÜKLÜĞÜ, İNSAN BOYUNU GEÇİYOR-
Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, burada yüksek verim alınarak yetiştirilen muzun tadının Anamur muzunu aratmadığını belirterek, ''Türk insanının doğru yönlendirildiğinde imkansız gibi görünen her şeyi başarabileceğini, adam boyunu geçen muz salkımlarını yetiştirerek gösterdik. Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 'çiftçi, milletin efendisidir' sözünün doğruluğunu ve isabetini, pek çok çalışmayla gözler önüne sermenin mutluluğunu yaşıyoruz. Başarılarımız devam edecek'' dedi.
-''BU BAŞARI ÇİFTÇİNİN''-
Konya Ovası'nda muz yetiştirme projesinin bir Ar-Ge (Araştırma-Geliştirme) çalışması olduğunu ifade eden Konuk, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Uzmanların araştırmalarına göre küresel ısınmayla birlikte, sıcak iklim kuşağı güneyden kuzeye doğru kayıyor. Bu durum, bir süre sonra, Akdeniz ikliminde yetişen ürünlerinin Konya'da, Ekvator kuşağında yetişen bitkilerin ise Akdeniz bölgesinde kolaylıkla yetişebileceğini gösteriyor. İklim değişikliğiyle birlikte çiftçiler Hububat Ambarı olan Konya'da rahatlıkla muz da yetiştirebilecektir. Biz bunun örneğini şimdiden gösterdik. Bu başarı yönetim olarak bizden çok, her çalışmamızda sonuna kadar bize destek veren çitçilerimizdir. Onların desteği olmasaydı, ne yüz yıllardır bozkır görünümünde olan Konya Ovası'na 5 milyona yakın fidan dikip bu fidanları ağaç haline getirebilir, ne de ulusal ve uluslararası ödüllere sahip olabilirdik.''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder