17 Nisan 2009 Cuma

YAVAŞ,USUL USUL AMA GÜÇLÜ







Herkese merhabalar!

Yukarıdaki resimler sanırım herşeyi açıklıyor.FSD'nin kurucusu,benim güzel yürekli arkadaşım Defne Koryürek,damla damla ürettiği sağlık dilimlerini Boğaziçi güney kampüsünde Slow Food Gıda Gençlik hareketine katılan herkese tek tek sunuyor.Sevgili Filiz Telek organize etti,ellerine sağlık.Başında Turkuaz yemenisi,yüzünde solmayan gülümsemesi ile çok hoş bir etkinliğe daha imzasını attı.Müsait olabilen tüm FSD'liler orada idik.Gururumuz Yeditepe Gastronomi öğrencileri parçaladılar yine kendilerini.Çimenlere yayılan Boğaziçili gençlik pek bir umursamazdı başlarda.Defne'nin megafonu alıp,anonslar yapması görülmeye değerdi doğrusu.

Belim daha az ağrıdığı için ben de son anda bir cesaret arabaya atladım,Selin'i de alıp,o alçılı ayakla ben yarı sakat belle,BÜ'nün yolunu tuttuk.Selin'in afili sokak alçısı ve koltuk değnekleri bizim etkinliğin yapıldığı meydana dek araba ile gitmemizi sağladı!

Bizimkiler çoktan masaları kurmuş,acilen tam teşekküllü sağlık hizmeti yediriyorlardı!Hemen bir örnek Slow Food tişörtlerimizi giyip doğru gençlere bildiri dağıtmaya.Hep onlar dağıtacak değil ya!Masamızda şeflerimiz meraklı öğrencilere uygulatarak kısır,pancarlı salata,tarator,humus gibi sağlıklı yiyecekleri yaptırdılar.Dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık bilmeleri gereken gerçekleri.Aysuncuğumun sütleri,öğrencilerin ellerinde,şişelerde dakikalarca çalkalanarak kampüsü dolaştı.Defne kas gücü ile mayonez yapmayı öğretti.Benim de biraz tuzum oldu bu üretimde!Kızlardan biri gerçek mayonezi gerçek ekmek üzerinde tadınca tüm şaşkınlığı ile
'' Aaaa,mayonez bu muymuş,nefis ???'' diyiverdi!Defne'nin uzattığı mayonezli doyumsuz tad ve şifadaki gülümseyen dilime uzaylı görmüş gibi bakan iki orta yaşlı hanım,ekmekleri almayınca araya girip,hiç değilse burada harcanan onca emek adına kabul etmesini rica ettim.Aldı baktı baktı...Neden yemediğini sorduğumda ''Ben böyle garip şeyler yemiyorum''dedi,galiba biraz da utana sıkıla!Ne yapsın o da haklı.İçinde E88 (yavaşça öldürüraküs bilmem ne uydurukus) maddeleri olmadığı için garibim yabancıladı.Ha birde tabi bi bizim süslü ambalajlarımız yoktu.Herşey yalın ve doğal.Olması gerektiği kadar.Düğüne giden teyzeler misali takmış takıştırmış olsa idi ürünlerimiz bakın görün ilgiyi o zaman!

ZARFA DEĞİL MAZRUFA BAKALIM LÜTFEN...

Kızacaklar belki ama özellikle bir ODTÜ'lü olarak,açıkçası BÜ'lülerden çok daha fazla ilgi ve katılım beklerdim.Biraz hayal kırıklığı oldular benim için...Tabi katılan o güzel yürekleri bundan ayrı tutuyorum.Ellerinde kolaları,boyalı,nişasta bazlı şeker(NBŞ)=en hafifinden diyabet2,bir de hamburger oldu bitti.Bitti de çocuklar aslında sağlığınız bitti,yaşamınız tükendi!

Kampüsün kedileri en hızlı çıktı.Tabi biliyorlar neyin sağlıklı olduğunu hınzırlar.Hatta biri arabama girmeye bile kalkıştı!Kokuları aldı ya.Ah bir de asıl,sağlıklı ,adil ve temiz gıdanın kokusunu gençlere aldırabilirsek ne mutlu FSD'liyim diyene...

Bizler maddi manevi elimizden geleni yapıyoruz.Umarım dün ektiğimiz tohumlar yeşerir ve o güzel yarı asırlık okulun güzel kampüsünde koca bir çınar olur asırlarca.

Bir dahaki sefer için dahiyane bir fikrim var.Madem ki gençliğin büyük bir bölümü sağlıklı beslenme konusunda bu kadar vurdumduymaz ve bilinçsiz ki gözlemim tüm Türk insanını kapsıyor aslında,milletçe transyağlı,NBŞ'li,GDO'lu sahte yiyeceklere meraklıyız, biz de biraz süpermencilik oynarız.Önce Klark Kent gibi gideriz.Yani en üste giydiğimiz tişörtlerde,afişlerde hep Fast Food yazar. Toplananlar standımızda sadece hamburgerler,patates kızartmaları,Kola renginde içecekler görür.Sunum başlar.Millet yiyeceklere tam yumulmuşken,toplu bir katliam bir anda toplu kurtarıma dönüşür. Tataaaam supermen ortaya çıkar!Yani üstteki tişörtler aksiyon olsun diye yırtılıp atılır ve alttan Caanım Slow Food tişörtlerimiz çıkar.Ardından Fast Food afişi birden Slow Food olur!Tam buğday unundan yapılmış ''bun'' görünümlü sağlıklı ekmeklerin arasında ise saglıklı gerçek lezzetler!Patatesler az tuz ve zeytinyağıyla ''french fries'' görüntüsünde ama fırınlanmış yine çıtır çıtır!PDA'mızın narin kızları dilim dilim pembe domates, milleti çıldırtmaya hazır lezzetten.İçecek ise nefis tatlı bir pekmez az Kızılay maden suyu ile karıştırılmış!Dileyene gingerale bile var!MSG'den dili körelmiş,beyni uyuşmuşları bile insafa yola getiren cinsinden saf leziz yiyecekler.Varlıkları kasadaki tuşlara bilgisayar çıktısı resimlerle hapsedilmemiş,sadece görüntüden ve kansorejen maddelerden oluşmayan.Her birinin bizler gibi özel bir adı,genlerimizle uyumlu binlerce yıllık tarihi ,tecrübesi ve nefaseti olan.Adı kadar tadı da olan,unutturulan ama bir zamanlar hep varolan.Bizi biz yapan analaramızın,ninelerimizin buram buram sevgi kokan yemekleri.Tabi plastik tepside bir de tatlı görmeye alışıklar için o kısmı hayal gücünüze emanet ediyorum.Lezzet sonsuzluğunda yitip gidenlere yeni dostlar kazandıracak eminim yüzlerce reçetemiz vardır.

Haydi gençler katılın bize,siz de tutun bir ucundan...Ocağı size emanet edeceğimiz gün yakın.Tencerenizde sağlık pişirmeniz ise hepimizin tek arzusu.Buyrun afiyet olsun... Bakın haberlere çıkmışız bile haberiniz olsun.
Bu arada daha resim görmek isteyenler buyrun sizi de buraya alalım.Hayatımın ilk videosu!Her boyutta yavaştı!Yardım eden,sabreden tüm dostlara sonsuz teşekkürler.
Sevgiyle kalın.
Yeşim Güriş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder