22 Nisan 2009 Çarşamba

ŞEMİNUR HOCAMIZ SORUYOR,SİZCE HANGİSİ?


Hangisi daha güzel sizce?

Hangisi gerçek sevgi?


Hangisi daha insancıl ve şefkatli...


Harika bir panel daha sona erdi.Pazar günü az kalsın uçağımı kaçırıyordum biraz daha o güzel insanlardan birşeyler öğrenebilmek adına.


Duyuruya duyarlı topu topu altmış kişi idik.Önceliği gelecek olan bir avuç insan.Emeği geçen herkese yürekten teşekkürler.Benim için uzaktan hayranı olduğum Şeminur hocayla tanışmak,kitabını imzalatmak günün en heyecan verici kısmı idi.Kenan hocamızı yine süper formda görmek üzerine bir kat krema oldu ama kolestrolümüzü oksitlemeyen cinsinden!Korkumdan şeker kelimesini bırakın tüketmeyi,kelime olarak bile kullanamıyorum ne olur ne olmaz!Belki yazım da oksitlenir ve tıkanıp kalır mazallah!


S.O.S grubuna hayran oldum.


(S.O.S.İstanbul Çevre Gönüllüleri PlatformuSivil Toplum Kuruluşuİstanbul/Kadıköy
Moda Sabit Pazarı No : 24 Moda - Kadıköy - İstanbul
Telefon :0216-418 52 15
Faks :0216-414 69 98)



Bu nasıl bir özveri ve sabırdır.Tebrikler.Daha kapıda karşılamaları bile farklılıklarının en güzel kanıtıydı.Dağıttıkları özenli broşürler ,birikim ve tecrübelerini anlatıyordu aynı zamanda.Türksen Hanımın FSD ve PDA üyesi olmama gösterdiği samimi ilgi beni hemen evimdeymiş gibi hissettiriverdi.Kendisi S.O.S. Çevre Gönüllüleri Platformu kurucu başkanı çok saygıdeğer bir hanımefendi.Başkan yardımcısı ve panel yöneticisi Yücel Hanım da hemen beni Şeminur hoca ile tanıştırıverdi sağolsunlar.GDO'nun ne olduğunu açıkça anlattığı için laboratuvarı bile elinden alınan bu aydın biliminsanına ,tanıştıktan sonra birkez daha sonsuz saygı duydum.(http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=5898)ç


Harika bilgilerle dolu kitabını imzalarken de,hocam bize gelip konferans verir misiniz soruma seve seve diye cevap verirken de,ne kadar mütevazı idi.İyi ki varsınız hocam :)(http://www.ilknokta.com/urun/64911/Degistirilen-Gen-mi-Sen-mi-Evren-mi--Seminur-Topal.html)


Kısa bir açılış konuşmasından sonra söz hemen kendisine verildi.Not alıp anlayabildiğim kadarını sizlere doğru olarak anlatmaya çalışacağım.





GDOların günlük yaşamdaki önemini anlayabilmek için hücre yapısını bilmek gerekir.Hücrede bulunan kromozomlar genleri taşır ve DNAları oluşturan genler vücudumuzun bilgi bankalarıdır.Genlere müdahale direk olarak kendi metabolizmamıza müdahale demektir.





İnsana ve çevreye verdiği zararlar anlaşılıp kanıtlanınca GDO ismi tepki aldı ve hemen Transgenik kelimesi kullanılmaya başlandı.Ama onun da foyası kısa sürede ortaya çıkınca GDO lu ürünler bir daha kafa karıştırma adına BİYO TEKNOLOJİ ürünleri adı altında insanları hasta edip öldürme pahasına tekrar piyasaya sürüldüler.tıpta GDO kullanımı %70 yatırımla %30 getiri sunar.Oysa tarımda %30 yatırımla %70 getiri!Yani tarımdaki GDO kullanımı sırf rant amaçlı.Bu arada zavallı bir milyar aç en iyi bahane...


Gen transferi farklı yöntem ve tekniklerle yapılabiliyor.


En ünlüsü malum koyun Dolly.7 yaşındaki bir koyunun meme dokusu hücrelerinden alınan çekirdeğe elektiriksel impulse yöntemi uygulandı ve bebek Dolly doğdu.Ama normal koyun hayatı süresi yerine yarısı kadar yaşadı çünkü çekirdek zaten 7 yaşında idi!Dolly'de doğal olarak ona çekti.


Ülkemizde GDO kontrol labratuvarları çok az sayıda ve ne yazık ki yeterince hür değil.Bir analiz 700 liradan başlıyor.Ayrıca sözleşme imzalamanız şart ve sonucu deklare etmeniz YASAK!Bu ne demek şimdi!Bu labratuvar analizini kullanamayacaksam niye onca para vereyim ki!Analiz yaptırtmamak demokratik olmayacak diye bu nasıl göz boyamadır peh peh peh!!!Neden ülkemizde herşey olması gerektiği gibi değil de MİŞ MIŞ GİBİ!Labratuvar VARMIŞ gibi!



GDOlu ürünlerin kanıtlanmış risklerinde bazıları:



-Demokrasi:Kısırlaştırılmış olduğu için çiftçiyi kapana alıyor.Birkaç tohum şirketinin insafına terkediyor.Çiftçinin onbin yıllık tohum üretme hakkı ve bilgisine el koyuyor,dogayı patentliyor!


-Sağlık:Alerji,kanser,antibiyotik direnci,deli dana,alhzeimer,parkinson....Vücuttaki enzimleri tamamen bozuyor.


-Çevre:Gen kaçışları engellenemiyor.GDOlu polenler sonsuz yolculuk edip,GDO suz saf yada endemik bitkileri de geri dönüşü olmaksızın dölleyip,kendine benzetiyor.


-Biyo çeşitlilik:Tamamen yok ediliyor.Endemik bitki kalmayacak yakında.(Ülkemizde ikibin adet var yada vardı...)


-Üretici firmalar tohum üzerinde minicik bir oynama ile patent hakkı alıyor.Yaşama hakkı patentlenemez!


Özetle ekonomik,ekolojik,politik vs konularda sonsuz sorunlar yaratan bir teknoloji.

Türkiye Cartegena'yı imzalayalı yıllar oldu ama sene 2009 hala biyo güvenlik yasamız yok.Daha doğrusu ÇIKARTILMADI nedense!!!
AB muhatabımızsa:yasa henüz çıkmadı ama bakın labratuvarlarımız var deniyor.
ABD (en büyük GDO satıcısı Monsanto ve Cargill i hatırlayınız) muhatabımızsa:bakın yasamız yok,kontrol de yok deniyor!
Ne şiş ne kebap!İtinayla kaz çevirmesi yapılır.Bu arada son zamanlarda ülkece daha bir paytak yürür olduk.Ben atalarımı maymun sanıyordum ama bizimkiler kaz mı ne???
Bu arada GDOlu ürünler için gümrüklerimizde hiçbir kontrol yok.Buna paralel olarak GDOlu ürün tüketmeye bigimiz dışında mecbur ediliyoruz...Bizlere sağlığını kaybedecek olan tüketiciye de bir bigi veren yok.Labratuvara biz götürürsek tek tek bilr,bunu açıklama hakkımızda yok!



Günümüzde kümülatif(Birikmeye)bağlı kronik hastalıklar hızla artmakta...Soya lesitini,mısır şekeri glikoz,enzim üreten GDO lu bakteriler vs. den her bisküvi,yoğurt,cips,çukulata,hazır çorba ,yani özetle işlenmiş her gıdadan dolaylı olarak bu zehirleri alıp bunu tanıyamayan,yabancılayan ve işleyemeyen metabolizmamız nedeni ile biriktirip duruyoruz habire.Bizim gümrük kapımız karaciğer,sınırlardaki gümrüklerden çok daha iyi çalışıyor ama artık o da heran pes edebilir bizim vurdumduymazlığımız yüzünden...


Bağırsaklarımızdaki yararlı organizmalar GDOlar yüzünden form değiştirip bizi içten imha etmeye başladılar bile.
Şu an geçerli hukuk kurallarına göre insan suçluluğu kanıylana kadar suçsuzdur.
Gıda ve sağlığımızı direk etkileyen her yeni çalışma ise suçsuzluğunu ispat edene kadar POTANSİYEL SUÇLUDUR!
Her yeni teknolojiye ihtiyatla yaklaşılmalı,ilgili yasalar dikkatle çıkarılmalıdır.
Tarımsal özgürlük ve yeterliliğimizi her geçen gün daha da kaybediyoruz.İleri teknoloji keşke besin değeri olmayan besinlerin gıda değerine kavuşturulması için kullanılsa...AB 1990 yılında yasal yapılanmasını gerçekleştirdi ve her zaman güncelliyor.

Sonuç olarak Şeminur Hocamız bize yine harika bir sunumla hayati değeri olan çok önemli bilgiler verdi.Bunları uygulamaksa hepimizin ödevi
Sevgiyla kalın.
Yeşim Güriş

1 yorum:

  1. ülkelerin ele geçirilmesi için eski toplu tüfekli yöntemlere gerek kalmadı artık. karar vericileri ele geçirmek yeterli. gerisi çorap söküğü. tabi o sökülen çorap aynı hızla sıradan vatandaşın kafasına dolanmakta !!!

    YanıtlaSil