24 Haziran 2009 Çarşamba

FOOD INC. VE ZİCİRLEME ERKEKLER

Bu aralar ''iyi tarımdan ne anlıyoruz'' ile ilgili çooook çalışmam lazım çooooooooooook vaziyetinde olduğum http://www.shumei-na.org/
ve DEMOKRATİK YAŞAM DERGİSİ'nin Temmuz sayısına yazılar yetiştirmeye çabaladığım için 24 saat biraz darlaştı!http://www.demokratikyasam.com/2.sayi/elmayi_yiyende_suclu_degil_mi.html
Ama çok keyifli mesleğim dışında bir şeyler üretebiliyor olmak.Dün gece Food Inc. filmini izledik FSD'grubundan dostlarla ICA'de.
http://www.istanbulculinary.com/tr/hakkimizda/adresimiz
Mekan çok sevdiğim bir mekan.Vedat Başaran'ın Gastronomi ve Şarap kursundan arkadaşım sevgili Banu'yu tekrar görmekte ayrı bir keyifti!
Dönüşte sahil yolunda sağ ve sol şerittten 80 km hızla trafik akarken kaldırımdan metalik gri bir araç 3 araba önümde yola atladı!ABS sistemi ve her zaman yolun ilerisine bakıyor olmam sayesinde önümdeki araca 2 cm kala durabildim.Ama ne yazık ki arkadan gelen araç ve diğerleri duramadı.En önde ben ve diğer dört araç yamuk yumuk bir zincirin halkası oluverdik!Allahtan yaralanan olmadı.Benim arkamdaki 2009 model Honda tamamen haşat ve ne ilginçtir airbagleri açılmadı!Bir ara Honda almayı düşünüyordum ama aracın halini görünce sonsuza kadar vazgeçtim.Ben kazaya neden olup kaçan metalik gri aracın plakasını yazmak için hafif şokla çantamda kalem aranırken,arkadan 4.aracın sahibi herzaman kşlştlediğim kapımı açamayınca dışarıdan deli gibi bana bağırıp suçlamaya başladı!Hanfendi iyi misiniz,birşey oldu mu hak getire!Tabi benim de sadmenin etkisi ile zaten iyice kısalan hafızam plakadaki sayıları bir anda karıştırıverdi!İndim ve ne olduğunun farkında olup olmadığını,gri aracın yola nasıl atladığını nasıl göremediğini sordum,sustu!
Polis nasıl oldu diye sorduğunda bu sefer taksinin şöförü ''Abla aniden durdu bizde birbirimize çarptık''deyince bana da yeni bir yazı konusu çıkmış oldu!Bir saat raporlar tutuldu,alkol herkeste sıfır çıktı.Her nedense diğer sürücüler hep erkek olduğu için bir koalisyon ve bana öyle bir suçlama ki görmelisiniz!Polisin yanında bir daha beni suçlar ifadeler kullanılınca ben de patladım artık!
''Ben ve önümdeki üç araba yola baktığımız ve dikkatli araba kullandığımız için durabildik.Sizler duramadınız ve gelip bana arkadan vurdunuz!En az 50 m arkamdan gelen Hondayı kullanan 22 yaşındaki şöför arabasındaki dört hatunla muhabbet edeceği yerde yola baksa idi zaten bunlar olmaz idi.Bizler durabildikten sonra önümdeki araba bastı gitti.Ben tam hareket ederken arkamdaki bana çarpar çarpmaz zincirleme kaza olmasın diye en az 40 m ileri bastım ama o Honda kazık gibi olduğu yerde durunca siz birbirinize çarptınız!''
Eh umarım anlamışlardır sadece bayan olduğum için bunca hakaret ve haksız suçlamayı kabul edemeyeceğimi!Hani ayaklar baş oldu derler ya,alın işte size başka bir örnek!Kazada durabilmeyi beceren bir tek benim şu beceriksizlerin ettiği lafa bakın,yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali
Trafik polisi de geldiğinde benim arabamla diğerleri arasındaki mesafe farkını görüp olayı zaten Honda'nın dikkatsizliğinden olduğunun anladı ve oğlanı bir güzel fırçaladı sonunda!Erkek milleti de sustu oturdu!
Ha kazaya neden olan aracın tüyüp gitmesi yanına kar kaldı!Olanda benim hafif ezilen tamponuma ve rezil olan geceme oldu!Bir de kağıtları filan alıp Demirciler Sitesi diye bir yer aramam lazım ki o gri aracı şöförünü Allaha havale ediyorum!
GDO'suz olmaz tabi.Aşağıda Televizyon gazetesinden bir alıntı.

Sevgiyle kalın.
Yeşim Güriş

TBMM heyeti ABD'ye, bu ülkenin Tarım Bakanlığı sponsorluğunda, ''GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) ve Tohum Gezisi'' düzenlenmişti ve daha sonrasında yapılan geziye katılan milletvekillerinin yaptığı ''Bilgilenme amacıyla gittik. Biyoteknoloji demek ille de kötü bir şey yapılacak demek değil. Gezide, Meclis'e gelmesi beklenen Biyogüvenlik Yasa Tasarısı ile ilgili oldukça faydalı bilgilere eriştik" şeklindeki açıklamaları da kimi çevreler tarafından eleştirilere neden olmuştu.
Dünyanın bir çok ülkesinde GDO'lu ürünlerin ekilmesinin yasaklanmasına karşın Türkiye'de yaşanan bu ürkütücü gelişmeler NTV'de Okan Bayülgen'in 'Sade Vatandaş' programında gündeme getirildi.
35 KİLOMETRE ÇAPINDAKİ ALANDAKİ TÜM YAPIYI DEĞİŞTİRİYORLAR!
Programa konuk olan Çiftçi-Sen Genel Başkanı Abdullah Aysu, GDO'nun insan sağlığı üzerindeki zararlarını anlatarak daha öncesinde çiftçinin melez tohumları almak zorunda bırakılmasını hatırlatarak GDO'nun melez tohumdan daha tehlikeli olduğuna vurgu yaptı.
"Bu melez tohumla yetinmediler. Melez tohumlar aslına dönebiliyor. Melez tohumlar gidip başka tohumları genetiği değiştirilmiş tohumlar ise rüzgarla 35 kilometre kadar gidebiliyor" diyen Aysu, GDO'nun genler nedeniyle 35 km yarıçaptaki bir alanı değiştirebildiğini ve bunun da gıdada bir egemenlik sağladığına dikkat çekti.
ÇİFTÇİ, KENDİ TARLASINDA BEKÇİ HALİNE DÖNÜŞÜYOR!
Bu durumun aynı zamanda çiftçiyi de kendi tarlasında 'bekçi' konumuna düşürdüğünü ifade eden Abdullah Aysu, "Çiftçiyi çiftçilikten çıkarıyor, kendi ürününden tohum ayırma hakkını kaybediyor çiftçi. Kendi tohumunuzu ayırıp, onu bir sonraki yıl kullanmaya başladığınızda o mesleğin adı işte çiftçidir. Onu yapamıyorsanız siz o zaman çiftçi değil bekçisiniz ya da o firmanın taşeronu veya işçisiniz. Hem de üzerinize tarlanızı vererek" diye konuştu.
DİYANET BU KONUDA BİRŞEY YAPMALI!
Okan Bayülgen, bu konuda Diyanet'in bir açıklama yapması gerektiğine vurgu yaparak "Bu konuda, ne görse muhafazakar insan, herkes, ne görse 'Allah yarattı' diyor. Tohumu Allah yarattı, arıyı Allah yarattı, çiftçiyi Allah yarattı, yediğin domatesi, biberi Allah yarattı. Artık coni yaratıyor bunu! Diyanet işleri başkanlığı devreye girsin ve bu konuda bir fetva versin, bir şey çıkarsın, bir şey yapsın" diye konuştu.
HİÇ TEHDİT ALDINIZ MI?
GDO'nun uluslararası boyuttaki sermaye tarafından desteklenmesi ve ülkeye sokulmasında IMF'ye baskı yaparak hükümetleri zorlamaya kadar gidilmesiyle ilgili ifadelerin konuşulduğu programda, Okan Bayülgen, konuklarına ilginç bir soru da yöneltti.
Abdullah Aysu ile birlikte görüş bildiren İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Kenan Demirkol'a, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar'a verdikleri tepkiler nedeniyle tehdit alıp almadıklarını sordu.
Aysu ve Demirkol, kişisel olarak bu tür bir durum yaşamadıklarını ifade ettiler. Kenan Demirkol daha sonra şu çarpıcı açıklamayı yaptı:
"Bizim almamış olmamız, yurtdışında bunun olmadığı anlamına gelmiyor. GDO ile ilgili araştırma yapan bilim adamlarının tümü işinden oldu. Bir şekilde susturulmaya çalışılıyor. Türkiye'de işinden olan bilim adamları oldu. Tehdit değil eylem de var. Şu anda bize tehdit gelmemiş olmaması, bunların olmadığı anlamına gelmez."
ÖZELLİKLE MUHAFAZAR MEDYA BUNU YAPMALI!
Okan Bayülgen, program sırasında, Türkiye'den 'GDO ve Tohum Gezisi' çerçevesinde Amerika'ya giden milletvekillerinin isimlerini vermemeye ve direk olarak herhangi bir suçlama yapılmamasına özen göstererek "Tabi ki bunun araştırılması gerekiyor. Ayrıca biz bu milletvekillerinin isimlerini söylemiyoruz. Onların açacakları davalarla falan uğraşacak halde değiliz. Bunun ilgi çekici olduğunu söylüyoruz. Meclisimizin konuyla ilgilenmesi gerektiğini söylüyoruz. Ayrıca da medyanın konuyla ilgilenmesi gerekiyor. Özellikle muhafazakar medyanın bunu yapması gerekiyor" şeklinde konuştu.
ALLAH'IN YARATTIKLARINA BİR MÜDAHALE!
Çiftçi-Sen Başkanı Abdullah Aysu da muhafazakar kesime seslenerek, GDO'nun 'Allah'ın yarattıklarına bir müdahale' anlamı taşıdığına vurgu yaptı ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu konuda bir açıklama yapmasına ihtiyacımız olduğuna dikkat çekti.
KORKUNÇ BİR RAKAM:30 MİLYAR DOLAR!
İ.Ü. Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Kenan Demirkol, olayın ekolojik açıdan felaket olan yanına karşılık, çarpıcı bir tarafını da ortaya koydu. Demirkol, milletvekillerine yaptığı çağrıda şöyle konuştu:
"Bugün kronik hastalıklara bağlı ölümler, bütün ölümlerin yüzde 60'ını oluşturur. Kronik hastalıkların oluşumunda hatalı beslenme, tütün kullanımı ve hareketsiz yaşam vardır. Bu üçlünün en ağırlıklı olanı hatalı beslenmedir... Bu kronik hastalıklarının tedavisi için Türkiye her yıl 30 milyar dolar para harcıyor! Sayın milletvekilleri, 30 milyar dolar insanı hasta ettikten sonra harcayacağımıza, şu Anadolu çiftçisini görelim! Çok daha az destekle toplumun sağlıklı beslenmesini sağlayalım. Bir miktar para da cebimizde kalır!"
Televizyon Gazetesi


http://televizyongazetesi.com/?im=yhs&hn=34839&kw=T%FCm+bu+ger%E7eklerden+haberiniz+var+m%FD%3F

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder