Pembe Sürgün,blog ismi olarak neden seçtiğim sorusuna bir yanıt yazma vakti geldi kanımca.
Pembe çünkü PDA olarak amacımız balkonlarda Pembe domates yetiştirebilmek.Pembe çünkü insana toz pembe hayaller kurdurabiliyor.Pembe çünkü her minik kızın bir pembe dönemi olduğu gibi,benim de içimde hala yaşatmayı başardığım saf çocuk halimi temsil ediyor.Pembe çünkü barışsever ve sakin bir renk,huzur veriyor.Pembe, en romantik ve narin renk aynı zamanda sakinleştirici bir etkisi var. Araştırmalar gösteriyor ki, pembe insanları yatıştırıyor ve kalplerini yumuşatıyor. Dr. Alexander Schauss, hapishane demirleri pembeye boyandığında mahkumların arasında agresif davranışın azaldığını ifade etmiş. Dr. Schauss'a göre “İnsan sinirlenmek istese bile pembe rengin yakınında başarılı olamaz. Kalp kasları yeterince hızlı hareket etmez. Pembe enerjiyi çeken bir sakinleştirici gibidir. Hatta renk körleri bile pembe ile sakinleşmişlerdir”. demiş...
Şefkat, saflık ve aşk duygularının uyandırılması için en güvenli ve en kesin yol, pembe rengi kullanmakmış. Pembe, sahip olduğu enerji ile timüs bezi ve vücudun bağışıklık sistemini etkiliyor. Bilinç dışında kalmış gerçeklerin ortaya çıkarılması da, pembe rengin enerjisi ile kolaylaşıyor. Kısaca pembe, kişinin sinirlerinin yatışmasında ve duygusal enerjilerinin dengelenmesinde vazgeçilmez bir öneme sahip.
Eh bu kadar ansiklopedik bilgiden sonra gelelim Sürgün'e!
Sürgünü öncelikle filiz anlamında kullandım.Minicik bir tohumdan baş veren ilk sürgün nasılda heyecanlandırıyor her seferinde hepimizi.Her seferinde bir mucizeye şahit olabilmek bu cılız sürgün sayesinde gerçekleşiyor.Caanım pembelerimizin sağlık durumlarını hep en tepedeki sürgüne bakarak anlıyoruz.Başlarını eğer,büklüm büklüm olurlarsa biliyoruz ki susamış bizim pembe hanımlar.
Sürgün çünkü toprakta özgürce yetişmek yerine balkonda saksılarda bir nevi sürgün hayatı yaşıyorlar.Modern yaşam şartları bizi nasıl kutu kutu apartman dairelerine hapsetti ise,pembeler de kutu kutu saksılarda balkonlarda hapis.Bizans dönemi,İngilizce'de Prens adaları denen bizim şimdiki Büyükada,Heybeli,Kınalı,hep sürgün yeri imiş.Yani şehir merkezinden uzaklara dağlara bayırlara sürülürmüş insanlar.Halikarnas balıkçısının Bodrum'a sürgünü gibi...Şimdi dağ tepe ne yazık ki insan,yazlık,GDO,kimyasal tarım ilacı vs ile işgal altında olduğu için bizim pembelere de sürgün yolu aksi istikamet balkon,yani şehir oldu!
Minicik bir tohum,onbin yıllık tarım bilgisini içinde saklıyor.Bizler PDA olarak insanlığa ve kültür mirasımıza duyduğumuz saygı ve doğa sevgisi ile,bu narin pembeleri,bu bilge bıcırları koruyabilmek adına onları bir süre mecburi sürgüne yolluyoruz şehirli balkonlarımızdaki saksılara...Hatırlayın Cevat Şakir'i Halikarnas balıkçısı yapan sürgün yeri Bodrumdur. Kimbilir belki de bu geçici sürgün iyi gelir pembelerimize de asıl ait oldukları tarlalara geri döndüklerinde öncesinden daha iyi şartlara kavuşurlar.Herşeyin sağlıklı insanlar adına temiz ve adil üretildiği, doğal ve demokratik haklarını geri almış olarak!Toz pembe bir düş gibi de gelse sizlere,düş değil sadece bir başlangıç.Şemsiyenin icadı hikayesinden belki biraz daha zor ama imkansız değil.Venüs projesi gibi...
"Düşünceyi sürgüne gönderemezler!''
Ovidius.
Ovidius.
Sevgili karısına kavuşamadan o da Karadeniz'in bir diğer ucunda,Köstence'de sürgünde yazmıştır
ölümsüz eserlerini ikibin yıl önce ...
Nazım ve sürgün edebiyatına ise burda girmeyeceğim çünkü amacım sizleri bir kez daha üzmek değil...
Sonuç olarak neden PEMBE SÜRGÜN?
Sürgün uzaklarda ise acı dolu ama pembe olursa keyifli.Pembe Sürgün tıpkı hayatın kendisi gibi.Acının içinde sevinç,ölümün içinde doğum,pembenin içinde yeşil,zıt ama birbirini tamamlayan.
Kahhahalarla gözyaşının birlikteliği.Kadın ve erkeğin birliği.Yin ve Yang
Dişil ve eril,su ve ateş,soğuk ve sıcak,durgun ve devirgen,büzülme ve genişleme,kronik ve akut,eksiklik ve taşkınlık,ay ve güneş,gece ve gündüz.
Dişil ve eril,su ve ateş,soğuk ve sıcak,durgun ve devirgen,büzülme ve genişleme,kronik ve akut,eksiklik ve taşkınlık,ay ve güneş,gece ve gündüz.
İmparator Augustus ve Şair Ovidius...
Pembe ve Sürgün,Sürgün ve Pembe...
Sevgiyle kalın,
Yeşim Güriş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder