10 Haziran 2009 Çarşamba

HALK TV GDO -TOHUM- BİYO GÜVENLİK

Tohumun içinde 10 bin yıllık tarım bilgisi saklı...

Tohum üzerinde söz hakkı kimin elinde olmalı?Tohum binlerce yıldır onu geliştiren toplumda mı?Para kazanmaktan başka hiçbir kriteri bulunmayan çok uluslu şirketler ve buna izin veren hükümetlerde mi?
GDO ekilen alan tüm dünyada 125 milyon hektar.Bunun yarısı,62,5 milyon hektarı tek başına ABD'de de.Arjantin,Brezilya,Hindistan ve Kanada ile beraber %98'i bu beş ülkede.Çin,Paraguay,Güney Afrika diğer ülkeler ve bir milyon hektardan az toplam 17 ülke var dünyada.
Malum yeni yüzyılın paylaşım savaşları SU-ENERJİ-GIDA SEKTÖRÜ üzerinden.
2002'de ABD tarım komisyonuna rapor hazırlatılıyor dünya petrol rezervleri ile ilgili.2020'ye dek önlem alınmalı,Ortadoğu politikaları tekrar düzenlenmeli deniyor.Afganistan ve Irak savaşları başlatılıyor.Şu an sadece yaşanan katliam konuşuluyor.Ama 81 nolu kararnameden kimsenin haberi YOK!81 nolu kararname ile Irak çiftçisinin tohum saklama hakkı elinden alındı.http://www.uruknet.info/?p=47991
Tıpkı bizde de yasal yolla yapılmak istenmesi gibi bu aralar!Yani Su,enerji ve gıda tahakküm altına alındı bile hemen yanıbaşımız Irak'ta!!!
Dünyamızda 1.3 milyar üreticinin sadece %1 i GDO'lu üretim yapıyor.Soya,%83 ile başı çekiyor.Pamuk %30,mısır ve kanola da GDO'lu ne yazıkki.
GDO larda %63 herbisit toleransı ,%15 insektisit ve %22 her ikisi için gen transferi yapılıyor.
GDO lu yiyecekler 1995 ten beri üretiliyorlar.%90 dan fazlası ABD üzerinden Türkiye'ye giriyor.Sonrada Arjantin ve Brezilya'dan mısır,soya,soya yağı,pamuk vs... girdi.Ne yazıkki her yıl da artarak şu anda 1000den fazla gıdanın içinde ve bizim haberimiz bile yok!

AB ülkeleri GDO'ya nasıl yaklaşıyor?
Tabi ki çok temkinli.En fazla İspanya olmak üzere bazı AB ülkelerinde(Fransa,Çekoslavakya,Portekiz,Almanya,Slovakya,Romanya ve Polonya) sadece mısır yanı Monsanto 810 üretiliyor.O da en son Almanya olmak üzere zararlarından dolayı yasaklandı.
Bu GDO ları bize satmaya çalışanların klasik söylemi eh Avrupa bu işi giderek büyüterek GDO üretirken siz nasıl istemezsiniz?Nasıl da tutucusunuz!!!
İşte rakamlar.2005'te GDO'lu ekim alanı 165 bin hektar iken AB ülkelerinde şu an 107 bin hektara GERİLEMİŞTİR!
Yani Avrupa sadece bir ürünü o da çok kontrollü olarak ekiyor!Sadece 8 çeşidin ithaline izin veriyor.İşlenmiş gıdalarda binde 9 dan fazla ise ETİKET KOYARAK TÜKETİCİYİ GDO YA KARŞI UYARMA ZORUNLULUĞU getiriyor Avrupa ülkeleri.Yani sağlıklı beslenmek isteyen Avrupalı tüketici bilinçli bir şekilde etiket okuyarak GDO lardan kaçma ve sağlıklı kalma şansına sahip.


Bizde Biyo Güvenlik yasası ne zaman ve nasıl çıkacak?GDO lara bu yasa olmadan izin verenler nasıl bir tutum içindeler?
Basit bir örnek.Malum,GDO lar tozlanma yolu ile çevre tarlaları da zehirlemekte.Tarım bakanlığı Deneme alanları seçip GDO ekmeye başladığında etrafta tarlaları bulunan çiftçiye bir uyarı yapıldı mı,önlem alındı mı polenler için diye sorulduğunda Tarım Bakanlığının cevabı konuyu nasıl da ciddiye almadıklarını kanıtlar nitelikte.''Deneme alanı yapılan alan halka açık olmadığından,Halka açıklanmasına gerek duyulmamıştır!''
İmzaladığımız Cartegena protokolünün kötü bir çevirisi olan metin bize ne alaka ise BİYO GÜVENLİK YASASI diye sunulmakadır!Bu konuyla ilgili çalışması gerekenler tek bir yeni cümle dahi üretmemiştir!
(Ben de ek yapmak istiyorum.Bu gün Hürriyette çıkan bir yazıda bu yasa için tam 440 bin dolar harcandığı yazılıydı!) http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/11849393.asp?yazarid=20&gid=61

Gökhan Bey'den sonra Kenan hocamız telefonla bağlandı ve hemen itiraz etti.

Çok fazla konu ile ilgili çalışma YOK sözü yanlış,bilimadamlarının üzerinde çok baskı olmasına rağmen sümen altı edilen çalışma hayli FAZLA dedi.,1990 da JAMA'da yayınlanan bir yazıda GDO lu bir besinin Amino asitler yüzünden 100 den fazla kişinin ölümüne neden olduğunu sırf bu yazı nedeni ile bile GDO lara izin verilmemesi gerekir dedi.
http://jama.ama-assn.org/
2007'de AB'nin gıda kontrol kurumu EFSA,GDO'ların zararları hakkında hiçbir çalışma yoktur diyerek bile bile onca bilimsel kanıta rağmen,ne yazık ki izin vermiştir.
http://www.efsa.europa.eu/EFSA/efsa_locale-1178620753812_home.htm
Amerika'daki FDA'de aynı bağnazlığı göstermiştir.
http://www.fda.gov/
Laboratuvarlarda GDO lu ürünler yaratılırken sadece canlı genler değil,yapay genler de konuyor.Yapay genler insan vücudunda parçalanmıyor.Kanser vb sonuçlar ortaya çıkabiliyor.Yeni ilaçlar piyasaya sürülmeden önce 3 faz deneyden 20 senelik dikkatli süreçlerden geçtikten sonra ancak satış izni alabilirler(Faz 1 hayvan deneyleri,faz 2 ve 3 insan üzerinde en az 15 yıllık deneyler)Aynı özen ve irdeleme GDO lu besinler içinde uygulunmalıydı.

ZARARSIZ OLDUKLARINI KANITLAMAK GDO ÜRETEN FİRMALARIN İŞİ.
ZARARLI OLDUKLARINI BİZ BİLİMİNSANLARI KANITLAMAK ZORUNDA DEĞİLİZ!

GDO lu gıdaların insan ve hayvan sağlığı üzerindeki iki önemli zararı kanıtlandı bile.Alerjik reaksiyon ve ölüme kadar varan sonuçlar(Brezilya fıstığı geni aktarılmış soyayı yiyip ölenleri hatırlayın lüttfen)
http://www.gefreeaustralia.org/images/GMHealthDangers.pdf
Ve ikincisi Antibiyotiklere karşı dirence sebep oluyorlar.Ayrıca mal formasyonlar ;sakat hayvan doğumları,eksik gelişmemiş organlar ise diğer bilinen sonuçları!
Zararsızdır denen Taldomit adlı ilaç nasıl binlerce sakat doğuma sebep oldu ise 1960 larda,GDO lu tohumlar içinde aynı endişeyi taşıyorum.Yeni kanserlere sebep olacak.Bu yapay genetik şifreler insanların karaciğer,dalak,safrakesesi genetik şifrelerinde bulundu ve durum çok ürkütücü.

BİYO GÜVENLİK YASASI GÜVENLİ OLMALI,ÖLÜMCÜL DEĞİL!!!

Daha sonra diğer konuklara geçildi ve Devlet Planlama Teşkilatının 2000 yılındaki raporu tartışıldı.
GDO lar için gerekli uzmanların yetiştirilmesi,yeterli labratuvarların kurulması,Buğday,baklagil gibi gen kaynakları ülkemizde olan bitkilerin DNAlarının alınması,
GDO'ların yasaklanması,Ülkemizde pamuk patates gibi dışarıdan gelen ve gen kaynakları bizde olmayan ürünlerin mevcut üretimlerinin durdurulması ve yasaklanması,Halkın bilinçlendirilmesi planlanmış!
Bu plana ne oldu şimdi???
Fransa Monsantonun 810 nolu mısırının piyasadan çekilerek ekimini yasakladı.Gerekçesi ne araştırılmalı.Keza Almanya'da bu sene elinde Mon810 olan çiftçilerin zarar etmesini göze alıp yasakladı.Ki bizim gibi yemiyorlar bu mısırı.Hayvan yemi bile yapmamaya karar verdiler!
Meksika'da 2004 te Ulusal Biyo Güvenlik yasası yasalaştı.İgnasio Chapela GDO nun risklerini işaret etti ve ertesi günü işinden kovuluverdi!Süreç siyasi ve uluslararası!http://www.gefreeaustralia.org/images/GMHealthDangers.pdf
Alttaki linki seyredince daha iyi anlaşılıyor
http://www.gefreeaustralia.org/images/GMHealthDangers.pdf

Cartegena der ki :Ülkenin gıda egemenliği korunmak isteniyorsa ihtiyatilik ilkesini uygulamakla hükümetler yükümlüdür.Yani Biliminsanları GDO lar sağlığa ve doğaya zararlı diyorlarsa bunları satan şirketler zararlı olmadıklarını kanıtlamakla yükümlüdürler.Kanıtlayamazlarsa ürünleri isterseniz sokmayabilirsiniz ülkenize.Ama ne yazıkki Türkiye her gün daha fazla GDO lu ürün sokmakta.Hükümet anayasayı uygulamadığı gibi GDO nunda yolunu açmaya uğraşıyor.

Sıra Ahme Atalık' a geldiğinde hemen Bush'un sözlerini hatırlattı:
''GDOlar açlığı önleyecek ve daha az zirai tarım ilacı kullanılacak.''
GDO lu yiyecekler 15 yıldır piyasada ,son iki yılda açların sayısı 850 milyondan 963 milyona çıktı!
GDO yu isteyen sadece endüstriyel tarım yapan büyük çiftçiler.Tüketicilerde de zararlarını anladıkça direnç oluşmaya başladı,haklı olarak tüketmek istemiyorlar.Çiftçiler ise vaadedilen yüksek karlara ulaşamayınca vazgeçtiler tabi olarak.
Biyoteknoloji-GDO şirketlerinin finanse ettiği biliminsanları aynı şirketler gibi konuşuyor ama bağımsız her biliminsanı GDO ya karşı!Tam tersini söylüyorlar.
Bu ürünlerin daha az zirai ilaç kullandırdığı da tam bir yalan.Dr Charles Benbrook tarafından ABD'de yayımlanmış rapora göre GDO lar 55 milyı-on kg daha fazla zirai tarım ilacı kullandırmış.
http://www.organic-center.org/about.staff.php?action=detail&bios_id=43
Kansas,Nebraska üniversite raporları kuraklıkta GDO lun soyanın %25 daha az verimli olduğunu kanıtlamış.Sonuçta GDO lar açlığı daha da arttıracak.Biyo çeşitlilik zarar görüyor.

Tüketici haklarının altını çizen Turhan Bey,

BİZİM BU ÜRÜNLERE İHTİYACIMIZ YOK!dedi.Üretimi,tüketimi ve girişi yasaklanmalı.İnsanların kafası ÖZELLİKLE hormon konusu ile karıştırılıyor ki GDO tamamen sorgulanmasın.

TOHUMU KONTROL EDEN DÜNYAYI KONTROL EDER...
SORUN HUKUKİDEN DE ÖTE AHLAKİ BİR SORUN.

Yiyecek neden yakıt olsun ki,neden patentlensin?
Çocukların sağlığı için zararlı kabul edilip yasaklanıyorsa neden büyüklere de yasak değil!

GDO TEKNOLOJİSİ SADECE VE SADECE,TOHUMU PATENTLEYEREK HER YIL BU KISIR TOHUMLARI SATACAK MONSANTO GİBİ ÇOKULUSLU TOHUM TEKELCİLERİNE YARIYOR(ki bunlar aynı zamanda zirai tarım ilacı da almanız gereken şirketler!)

Çiftçi yani üretici;tohum üretendir.Tohumsuz üretici olabilir mi!!!
Sevgiyle kalın.
Yeşim Güriş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder