Kaynak: http://gidahareketi.org/
Büyük sır "Kırmızı Kitabı" ele geçirdik!
Birçok kimsenin peşine düştüğü ancak elde edemediği gıdanın kırmızı kitabı Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarısı ele geçirildi. IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi organizasyonlarca dayatılan tasarı "kölelik ya da ölüm yasası" olarak adlandırılıyor. Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek son Bankalar toplantısı çıkışında üzerinde durdukları ve imzaya açtıkları yine Tarım ve Köyişleri Bakanlığıyla ilgili ikinci yasanın, ''Ulusal Biyo Güvenlik Kanun Tasarısı” olduğunu bildirdi. Bu tasarının hazırlanma gerekçesinde dünyada gelişen teknolojiler sebebiyle ulusal biyo güvenlik konusunun yeni baştan ele alınması gerekliliğinin yer aldığını anlatan Çiçek, şunları söylemişti: ''Dağınık mevzuat tek elde toplanıyor. Böylece tek kanun çatısı altında mevzuat birleştirilmesi sebebiyle bu alandaki boşluk ortadan kaldırılmış olacak. Kanun taslağında önerilen sistem, AB sistemiyle benzerlik arz edecek. Böylece bizim sistemimizde biyolojik çeşitlilik konusuna daha fazla önem verilmiş olacak. Kanunun yürürlüğe girmesiyle genetiği değiştirilmiş bitkilerin üretimine izin verilmesinin önü açılmış olacak. Kanunla konulan değişik seviyelerdeki bilimsel eleklerden geçen ve sosyo ekonomik değerlendirmede yeterli bulunun genetiği değiştirilmiş bitkiler ancak üretim hakkını elde edebilecektir. Genetiği değiştirilmiş bitkilerin izinsiz kullanımı, biyolojik çeşitlilik merkezleri ve organik tarım yapılan alanlara yakın üretimlerle bebek mamaları ve küçük çocuk ek besinlerinde özel amaçla geliştirilenler hariç kullanımı yasaklanmıştır. Dolayısıyla bu alandaki bir başıboşluk, düzensizlik ortadan kaldırılmış olacaktır'' (1 Haziran 2009) Bunun üzerine tasarının son halini edinmek için 03.06.2009 tarih ve 55328 sayılı ile Başbakanlığa bilgi edinme müracaatında bulunduk. Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü 09.06.2009 tarih ve 19015 sayılı yazısı ile talebimize “Ulusal Biyogüvenlik Kanunu Tasarısı” taslağına ilişkin ilgili başvurunuz incelenmiş olup, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nca hazırlanarak Başbakanlığa gönderilen mezkur kanun tasarısı henüz tekemmül etmemiştir” şeklinde cevap verdi. Verilen cevabın takdirini tüm Türkiye’ye bırakıyoruz. Ancak belirtmeliyiz ki; “tekemmül etmedi” denilen tasarıyı uzun uğraşlar sonrası elde ettik. Her müracaat ettiğimiz isimleri bizde mahfuz yetkililer, milletvekilleri tasarının kendilerinde de bulunmadığı iddiasıyla vermekten çekindiler. Ancak iki kişinin bildiği hiçbir şey sır değildir. Mutlaka erişilebilir ve biz de eriştik. “Kırmızı Kitap” olarak tanımlanan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi gibi saklanan tasarısının engellenmesi için yayınlıyoruz. Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi olarak genetiği değiştirilmiş hiçbir organizmanın bırakınız ülkemizde ekilmesini, dünyanın hiçbir yerine de ekilmesine rıza gösteremeyiz. İnsanlığın ortak mirası olan tohumların uluslararası şirketlerin insafına ve tekeline asla bırakılamaz. GDO’lu ürünler insanlığın geleceğin için büyük bir tehdittir. Bunun yanı sıra çevre için, doğa için ve diğer tüm canlılar için büyük bir tehdittir. İnsanoğlu dünyada tek başına yaşamamakta ve dünya onun mülkü değildir. Hatta tohumlar bir ülkenin bile tek başına mülkü değildir. Onların mülkiyeti Allah c.c.’ye ait olup onu kulların tümüne birden emanet etmiştir ve herkesin kullanım hakkı vardır. Türkiye’nin yapması gereken genetiğe müsaade etmek değildir. Kimilerinin ifade ettiği gibi bizde ekilmesin de, nerede ekilirse ekilsin de değildir. Onun zararı sadece bizi değil tüm dünyayı bulur ve bulmakta. Amerikalı çocuk kanser olurken bizim çocuklar olmuyor mu? Amerikalılar obez olurken biz olmuyor muyuz? GDO’lu ürünlerin ürün etiketlerine yazılsın, tüketici istediğini tercih etsin diyenler bile ömürlerinde tükettikleri hiçbir ürünün etiketini baştan sonra okumamışlardır. Okusalar ne olur ki; kaç kişi bu etiketlerde yazan ifadelerin anlamını ya da menşeini bilmektedir? Artık gıdaların bir ülkesi yoktur. Hemen her türlü gıda aynı gün dünyanın bir başka köşesine seyahat edebilmektedir. Bu yüzden yapılması gereken tek şey tümüyle GDO'yu yasaklamaktır. Aksi durum tartışmasız bir şekilde ülkenin ve insanların birkaç şirketin KÖLESİ haline getirilmesi demektir ki: Bunun için yapacağız şey isyan etmektir! Siyasi iktidar çok iyi bilmeli ki: Bizi şeytan şirketlerin kölelisi yapmaya muvakkaf olamayacaklar! İŞTE O KÖLELİK YA DA ÖLÜM YASA TASARISI: http://www.gidahareketi.org/Ulusal-Biyoguvenlik-Yasa-Tasarisi.pdf
Sevgiyle kalın,
Yeşim Güriş
14 Haziran 2009 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder